“İstanbul’a kar yağmadan memlekete kış gelmez” derler. Hiç haketmediği halde kendine ulusal sıfatını layık gören medya için öyledir. Yazın kaderi de aynıdır ancak telefonumdan anladığım kadarıyla İstanbul da şu an fena halde kavrulmakta.
TIME dergisinde terleme ile ilgili bir yazı okudum. İlk öğrendiğimde çok şaşırdığım bir bilgiyi hatırlattı: Terin kendisi kokmaz. Dolayısıyla “ter kokusu” diye bir şey yoktur. Koltukaltımızda (ve kokan diğer her yanımızdaki) bakteriler ter ile buluşunca o meşum koku ortaya çıkar. Deodoranlar da aynı sebeple aslen “antiseptik” olarak çalışır. 😓
Kelime anlamıyla ter içinde hazırladığım bu sayıda Genel Gündem bölümünü çok uzattım (hak ediyordu). Teknik sınırı aştığı için sağlık haberlerini çıkarmak zorunda kaldım. Tatilde bültenler kısalır sanıyordum, tam tersi oldu.
Girişi de iyice uzatmadan başlayalım!
Genel Gündem
2011 yılında faaliyete geçen ABD / Texas merkezli CrowdStrike, siber güvenlik sektöründeki en muteber kurumsal çözümlerden biri. Vaadi çok sıradışı değil: bilgisayar ağlarını dijital tehditlerden korumak. Ancak şirketin Cuma günü yayımladığı güncelleme müşterilerine düşmanlarının dahi ulaşamayacağı seviyede zarar verdi. CrowdStrike’ın siber tehditleri engelleyen yapay zeka destekli “Falcon” platformunu kullanan Microsoft Windows yüklü bilgisayarlar otomatik güncellemenin ardından açılamaz hale geldi.
Şirketin 29 bin kullanıcısının her biri kurumsal olduğundan etkilenen bilgisayar sayısı da yüz binleri geçti. Aynı sebeple mağdurların sayısı milyonlar seviyesine ulaştı. Havayolu şirketleri biletleme ve yolcu kabul (check-in) işlemlerini yapamadı. Birçok havalimanı işlemez hale geldi. Bankalar, borsalar ve kredi kartı platformları da benzer kaderi paylaştı. Bazı medya şirketleri yayını durdurmak zorunda kaldı. Hastanelerin acil servisleri ve ulusal meclisler dahi durumdan etkilendi. 83 milyar dolar değerlemeye sahip CrowdStrike hisseleri olayın ardından büyük düşüş yaşadı (rakipleri de yükseldi).
Şirketin Kurucu ve CEO’su George Kurtz, Twitter hesabından yaptığı ilk açıklamada “Farkındayız, araştırıyoruz” tarzı bir mesaj ile yetindi. (Protestoların ardından çıktığı NBC röportajında “unuttuğu” özrü ihmal etmedi.)
Konuyla ilgili neredeyse hiçbir bilgisi olmayanlardan öyle komplo teorileri okudum, dinledim ve izledim ki kendimi zor tuttum. Her haltı ezip, büküp, çekiştirip bir komploya bağlamaya ne kadar meyilliz. Ayrı bir yazı konusu bu. Vakayla ilgili birkaç önemli ayrıntıyı ayrıca sıralamakta fayda var:
Sorunun temelinde güncellemenin (yarattığı mantık hatasıyla) Windows’u kilitlemesi yatıyor. Bir uygulama, işletim sistemi katmanında böylesi yapısal bir soruna nasıl yol açar? Bu başlıbaşına bir güvenlik açığı değil de nedir?
Otomatik güncelleme yapmayan bilgisayarlar bu süreci sorunsuz atlattı. Fakat otomatik olarak güncellenmeyen siber güvenliğin de ayrı bir “Aşil topuğu” olduğunu unutmamak gerek.
Batı’nın yaptırımları dolayısıyla teknolojisinden de mahrum kalan Rusya, mecburen kendi çözümlerini kullandığı için olaydan hiç etkilenmeyen ender ülkelerden biri oldu. “Dijital Soğuk Savaş” adına düşündürücü bir ayrıntı.
Yine de bence vakayı en hafif atlatan Microsoft oldu. Bu kadar yaygın bir sistemin kırılganlık adına kendini baştan sona gözden geçirmesi elzem.
Dijital sistemlere ne kadar bağlı ve bağımlı olduğumuzu ve onların da aksine ne kadar kırılgan olduğunu çabucak unutuyoruz. Bu musibetler nice nasihata bedel.
Olayın tek gülümseten yanı, Twitter’da dönen mavrası oldu.
Siber güvenliğin bir de diğer yüzüne bakalım. Thomas Matthew Crooks, geçtiğimiz hafta eski ABD Başkanı Donald Trump’a suikast girişiminde bulunmuş ve güvenlik güçleri tarafından olay yerinde öldürülmüştü. FBI soruşturma kapsamında ele geçirdiği Crooks’a ait Samsung markalı akıllı telefonun güvenlik önlemlerini 40 dakikada aşarak bütün dosyalara ulaştı. Bunun için Cellebrite şirketinin “çözümü” kullanıldı. Kıssadan hisselere gelirsek:
Böylece en yaygın mobil işletim sistemi Android’in ve Samsung’un kriptolu güvenlik katmanı Knox‘un bir “kumdan kale” olduğunu düşünebiliriz.
Cellebrite şirketi sitesinde kendini “adaleti hızlandırma hizmeti” olarak tanıtıyor. Peki aynı araçları devletlerin, kurumların ya da bireylerin kötü amaçlı kullanımını kim engelleyecek? (İsrailli NSO’yu günah keçisi yapmak kolay.)
Cellebrite (şimdilik) iOS 17.4 ve sonrasındaki sürümleri kullanan iPhone’ların güvenlik engelini aşamıyor.
Google’ın çatı şirketi Alphabet, bulut tabanlı siber güvenlik şirketi Wiz’i 23 milyar dolara satın almak için görüşmeler yürütüyor. Bu son yılların en büyük tutarlı anlaşmalarından biri. Wiz şirketi İsrail Ordusu’ndan ayrılan bir grup subay tarafından sadece 4 yıl önce kurulmuştu.
Hindistan’ın en büyük kripto borsası WazirX’e saldıran hacker’lar 230 milyon doların üstünde kriptopara çaldı. Eylemin Kuzey Kore’nin devlet destekli hacker grubu tarafından gerçekleştirildiği iddia ediliyor. (Çalınan tutar, 15 milyondan fazla kullanıcıya sahip şirketin toplam rezervinin yarısına denk.)
Haftanın kayda geçirilesi son siber güvenlik haberi: ABD’li telekom operatörü AT&T’nin ele geçirdiği verileri silmesi için bir hacker’a 370 bin dolar ödeme yaptığı ortaya çıktı. Olaya bir siber güvenlik uzmanı aracılık etmiş.
Apple, iPhone ve iPad’ler için ilk PC emülatörüne onay verdi. “UTM SE” adlı uygulama sayesinde eski Windows ve MacOS işletim sistemlerini (ve uygulamalarını) mobil cihazlarda kullanmak mümkün hale geliyor.
BU SAYININ DESTEKÇİSİ
Uzman Bankacıların Hazırlayıp Sunduğu Program: Yatırım Üçgeni
Odea Radyo’da başlayan Yatırım Üçgeni programı, Odeabank’ın deneyimli üç ismiyle sizlere yatırım yolculuğunuzda rehberlik ediyor.
Her pazartesi saat 17.00’de yayınlanan program, Odeabank Yatırım Hizmetleri Grup Müdürü Zeynep Özgür Çağlayan moderatörlüğünde, Odeabank Hazine Piyasalar Direktörü Onur Hazinedar ve Odeabank Yatırım Araştırmaları ve Stratejileri Müdürü Berk Sezgin tarafından hazırlanılarak sunuluyor. Odeabank Instagram hesabında sizlerin yanıtladığı anketlerin de yorumlandığı programda yatırım ile ilgili sorusu olanları güncel bilgilerle donatmak amaçlanıyor.
Pazartesi 17.00’de dinleyemeyenler için ise program, her çarşamba saat 19.00 ve her perşembe saat 11.00'de tekrarlanıyor. Türkiye'nin ilk ve tek banka radyosu Odea Radyo’yu şimdi dinlemek için tıklayın.
Keşif, İcat ve İnovasyonlar
Her bilgisayar oyuncusu gibi ben de hep araçların kontrolünde direksiyon simidi, vites kolu, pedallar gibi karmaşayı kaldırıp çok daha pratik, joystick benzeri bir şeye geçilmez diye düşünür dururum (ki Saab ve Mercedes tarafından denenmedi değil). Aklınıza gelen birçok otomotiv markasının çatı şirketi Stellantis daha da iddialı bir yaklaşım peşinde. İtince aracı hızlandıran, geri çekince frenleyen direksiyon simidi (PDF). Kulağa hoş gelse de zor bir kurgu. İleri giden araçta frenleme yapınca sürücü de ileri doğru yığılır. Bu frenlemeyi tam aksine hızlanmaya çevirmez mi? At yuları mı bu? Belli ki bize anlatılmayan ayrıntılar da var.
Avustralyalı robotik girişimi FBR tarafından geliştirilen “Hadrian X” kodlu tuğla dizme robotu çalışmak için ABD’ye gitti. Tek başına 500 inşaat işçisi hızında duvar örebiliyor.
Laboratuvar üretimi etlerden mamul ilk evcil hayvan maması Birleşik Krallık’ta kullanım izni aldı. Londra merkezli Meatly adlı girişimin ürünü tavuk hücresinden çoğaltılarak üretiliyor.
“Parazit Ürün” diye adlandırdığım bir kategori var. Başka bir ürün sayesinde varolan ürünleri tanımlamak için kullanıyorum. Bu liste bu hafta yeni bir üye daha kazandı: gücünü akıllı saat Apple Watch’tan alan “tinyPod”. Her şeyin başlangıcı olan iPod’ları andırıyor. O ismi kullanmasına (bu konudaki hassasiyetiyle meşhur) Apple nasıl izin vermiş, anlamadım. Ön sipariş bedeli 80 dolar.
ABD / Michigan Üniversitesi mahremiyete saygı gösteren bir dijital kamera geliştirmiş. “PrivacyLens” adlı cihaz, çekilen karelerde tespit ettiği insanları çöp adamlara çeviriyor.
Bitki yetiştirme konusunda benim gibi işi rast gitmeyenler için sevindirici bir haber: ABD / Texas Üniversitesi yüzde 40 daha az suyla yüzde 138 daha büyük mahsul veren “akıllı toprak” üretti. Bunu sağlayan ayrıntı ise bileşiminde yer alan ve gece havadaki nemi emerek gün içinde salan gübreli hidrojel kapsülleri.
Ek bilgi: İçilebilir su kaynaklarımızın yüzde 70’i tarım amaçlı sulamada harcanıyor.
Yenilikçi ulaşım tasarımlarına odaklanan “Infinite Machine” adlı girişim “P1” kodlu ilk aracı için sipariş toplamaya başladı. Tamamen elektrikli, 90 km/s hız ve 100 km’ye yakın menzile sahip. İşlevselliğe yönelik ayrıntıları hoşuma gitti. Anlatması zor. Neyse ki videosu var.
Yeni nesil savaşın en büyük kozlarından biri haline gelen sesten hızlı füzelere yönelik savunma sistemleri konusunda Çin yeni bir sayfa araladı. Tsinghua Üniversitesi tarafından geliştirilen lazer tabanlı radar sistemi sesten 20 kata kadar hızlı (Mach-20) seyreden füzeleri 600 km uzaktan 99,7 tutarlılıkla tespit edebiliyor. (”Sesten 20 kat hızlı”nın bir diğer yazılışı “saniyede 7 km” oluyor.)
Dünyayı Saran Ağ
Ukrayna işgalinin ardından gelen yaptırımlarla maruz kalan internet girişimlerinden Yandex, Rusya’da hizmet veren kısmını yerli işadamlarından oluşan “Nebius” adlı konsorsiyuma 5,4 milyar dolara sattı.
ABD Hükümeti’nin yasaklı şirketler listesine giren Rus siber güvenlik şirketi Kaspersky, ülkedeki tüm çalışanları işten çıkararak ofisini kapattı.
Microsoft, Canva’ya rakip olmak üzere geliştirdiği “Designer” adlı uygulamanın Android ve iOS sürümlerini kullanıma sundu. (Paint’ten geldiğimiz noktaya şapka çıkarmamak imkansız.)
Yapay Zeka Gündemi
Ukrayna’nın savaştaki en büyük kozu olan drone’lar Rusya’nın sinyal karıştırıcı (jammer) cihazları sebebiyle sekteye uğruyor. Swarmer gibi Ukraynalı teknoloji girişimleri ise bu drone’ları uzaktan kumanda edilmeye ihtiyaç duymadan yapay zeka desteğiyle (otonom) ve sürü halinde çalışmasını sağlamak için çabalıyor. Ulaşılan seviye yabana atılır türden değil. (”Savaş Startup’ları” diye bir kategoriden söz edebilir miyiz?)
OpenAI, Nvidia, Microsoft, Google ve Amazon’un da yer aldığı geniş katılımlı “Güvenli Yapay Zeka Koalisyonu” (CoSAI) faaliyete geçti. Bu tip çabalardaki en büyük sıkıntı “güven” kavramının genellikle üretici ve tüketiciler bakımından farklı tanımlanıyor olması.
Wired dergisinin Proof News ile yürüttüğü araştırmada Apple, Anthropic, Nvidia ve Salesforce gibi birçok şirketin yapay zeka modellerini eğitmek ve sınamak için YouTube içerik üreticilerinin video ve altyazılarını (elbette izinsiz) kullandığını ortaya çıkmıştı (Kendi içeriğinizin kullanıldığını kontrol edebileceğiniz bir araç bile yapmışlar). YouTube üreticileri beklendiği üzere “biz bu içerik için zaman, zihin, ekip ve para harcıyoruz!” diyerek isyan bayrağını kaldırdı.
Tesla’nın yapay zeka birimini yönettikten sonra OpenAI’da araştırmacı olarak çalışmaya devam eden Andrej Karpathy, kurduğu Eureka Labs adlı girişimle eğitim odaklı bir yapay zeka asistanı üstünde çalışacak.
OpenAI yazılım geliştiricilerin kullanımı için düşük maliyetli yapay zeka modeli GPT-4o mini’yi kullanıma sundu. (Teknik ayrıntı:128 bin token ile çalışan yeni model her 1 milyon giriş için 15 sent, her 1 milyon yanıt içinse 60 sent kesiyor. Aynı maliyet GPT-4o için 5 / 2,5 dolar seviyesinde.)
Bu hafta en çok ilgimi çeken yapay zeka aracı Flow Studio oldu.
Göklerden Gelen Haberler
İtalya / Trento Üniversitesi bilimcileri ilk Ay mağarasını keşfetti. En az 100 metre derinliğinde olduğu düşünülen oyuğun ilerideki insan yerleşimi için son derece uygun bir geçici ortam olduğu düşünülüyor.
NASA yüzeyinde donmuş su aramak için “Viper” kodlu uzay aracıyla Ay’a bir robotik sonda göndermeyi planlıyordu. Bu hafta yapılan açıklamada yer simülasyonlarının sonuçları ve yüksek bütçe sebebiyle projenin iptal edildiği bildirildi. Kurum araç için şu ana kadar 450 milyon dolar harcama yapmıştı.
Su demişken bir icadı daha araya sıkıştırayım: ABD / Cornell Üniversitesi, astronotların uzaydaki su ihtiyacına yönelik ilginç bir ürün geliştirmiş. Sırt çantası boyutundaki sistem astronotun çişini arıtarak içilebilir hale getiriyor. Bir nevi “döner sermaye”. (Dünyamızın kıymetini bilelim kardeşlerim.)
Çin Uzay Ajansı CNSA, 2030 yılında Dünya’ya yakın geçecek bir göktaşını rotası üstünde etkisiz hale getireceğini açıkladı. Bu görev gelecekte Dünya’yı tehdit edecek boyuttaki muhtemel göktaşlarını bertaraf etmeye yönelik bir tatbikat olacak.
İnsanlığın ürettiği en hızlı araç deyince aklınıza egzotik spor arabaları geliyor olabilir. Doğrusunu ben söyleyeyim: NASA’nın “Parker” kodlu güneş sondası. Yaşam kaynağımız Güneş’in dış halkasına yakından bakmak için 2018’de uzaydaki yolculuğuna başlayan araç saatte 635 bin km hıza ulaştı. Bir aksilik yaşanmazsa nihai hız hedefi 692 bin km/s.
Son hatırlatmalar
Aşağıdaki forma e-posta adresinizi yazarak (ücretsiz) abone olabilirsiniz.
Dilerseniz Patreon sayfam üzerinden bu çabamı maddi katkılarınızla destekleyebilirsiniz.
Haftaya yeniden görüşebilmek ümidiyle. 🙋♂️
crowdstrike olayında komplocular harbiden sinir bozdu ama george kurtz'un mcafee cto'su iken de benzer bir olayın yaşanmış olması işin içinde borsa vb. bir çakallık var mı diye düşündürdü.
knox'u tahtakale esnafı bile ne olduğunu bilmediği "box"lar ile delip geçiyor. fahrettin'in dediği gibi elimizde büyük bir koz var, gizli saklı işler yapmamak :)
Astronotların giymesi için tasarlanan ekipman düpedüz Dune'daki Stillsuit, bizde "damıtıcı giysi" olarak çevrilmiş. Okuyunca çok heyecanlandım ve minik bir cross search ile bakın ne buldum: https://www.sciencenews.org/article/dune-spacesuit-astronaut-pee-water Projede çalışan Sofia Hanım gerçek bir damıtıcı giysi yapmayı hep hayal ettiğini söylemiş.