Bu bültenin mantığını kavramsal olarak tersten işleten (ve çok beğeniyle takip ettiğim) bir site var: Rest of World. Birçoğunuzun Google’ın CEO’su olduğu dönemden tanıdığınız Eric Schmidt’in kızı Sophie Schmidt tarafından kurulan bu haber sitesi, adından da anlaşıldığı gibi “Dünyanın Kalan Kısmı”na bakıyor. İsminin ilham kaynağı olan “Dünyanın kalanı” ya da “Diğer ülkeler” gibi tabirler, Batı merkezli yapıların öncülü ve ardılı, önemli olanı ve olmayanı, odaklanılması gereken ve gerekmeyeni tanımlamak için özellikle kurumsal hayatta sıkça kullandığı bir kalıp.
Fakat Rest of World sitesi bu yaklaşımı tersyüz ediyor. Dünyanın (örneğin) sadece ABD’den ibaret olmadığını; Sri Lanka’da, Türkiye’de, Fransa’da ve Kenya’da da insanların yaşadığını, bir şeylerin olduğunu hepimize hatırlatıyor.
Dünya Halleri adlı bu bülten de (inatla ve aynı mantıkla) dünyayı kendinden ibaret sanmaya meyyal Türkiye’ye kendi dışında olup bitenleri bildirme niyeti taşıyor. Fakat Ahmet Hamdi Tanpınar’ın vaktiyle günlüğüne not ettiği gibi “Türkiye, evlatlarına kendisinden başka bir şeyle meşgul olmak imkanını vermiyor“.
1 milyondan fazla web sitesinin erişime engelli olduğu ve hiçbir davaya konu olmaksızın, büyük-küçük farketmeksizin, tek bir kurumun yetkisiyle bu listeye bir yeni satırın eklenebildiği bir ülkede bu tür çabaları anlamlı kılmak kolay değil. Giderek kendi içine; içindeki kısır döngülerine hapsedilen; ideallerinden ve potansiyelinden dijital, fiziksel ve düşünsel anlamda koparılan bir yapıda dünyanın halleri bazen vurdumduymazlık, bazen de öfke yaratıyor.
Hepsini anlıyorum. Ama benim bir gizli bildiğim var. Dengemi bozmayınız.
Bu hafta blogumda birinci haftasını dolduran Instagram (ve sonradan katılan Roblox) sansürü vesilesiyle yeniden hatırladığım bazı ayrıntıları yazdım.
Ben bu satırları yazarken Ulaştırma Bakanı (Twitter hesabından) Instagram’a erişim engelinin kaldırıldığını açıkladı. Yukarıda paylaştığım blog yazımdan bir alıntı ile konuyu kapatayım:
Meseleyi Instagram engeli zannederseniz, gün gelip Instagram açıldığında sorunun çözüldüğünü sanabilirsiniz. Esas sorun bunun bir ihtimal olarak varlığını sürdürmesidir.
BU SAYININ DESTEKÇİSİ
Ruhunuza ve Aklınıza Dokunan Bir Radyo
Ağustosun ışıl ışıl güneşiyle sıcacık yaz günleri devam ederken, hayatın zorluklarını bir kenara bırakıp bu güzel mevsimi derinlemesine yaşamanızı sağlayacak bir şey var: “Müzik”.
Bugün kendimizi yine Odea Radyo’ya bıraktık. Türkiye’nin ilk ve tek banka radyosu olan Odea Radyo’da, yerli ve yabancı müziğin zamansız karmasından oluşan yayın akışıyla ruhumuzu beslerken, aynı zamanda finansal ipuçları ve yatırım dünyasıyla ilgili bilgiler keşfetmek mümkün.
Gelin, Odea Radyo’da iyi müziğin yanında neler var bir hatırlayalım:
Yatırım Odaklı Sesli Makaleler - Yatırım dünyasına dair derinlemesine bilgiler.
Güzem Yılmaz Ertem ile “Yatırım Odaklı Podcast” - Finansal konularda uzman görüşler ve analizler.
Uzman bankacıların yatırım konuştuğu “Yatırım Üçgeni” - Yatırım stratejilerine dair ipuçları.
Murat Babalık ile Muhtelif - Indie, soul, jazz ve funk denizinden muhteşem bir seçki.
Sena Durmaz ile Veni Vidi Listen - Şehirleri, onlara eşlik eden müziklerle keşfetmek.
Teoman Aydınlı ile Ne İzlesem? - Gündemdeki dizi ve film önerileri.
Çiçek Cora seçkisiyle Klasik Müzik - Klasik müziğin en güzel örnekleri.
Odea Radyo’yu Karnaval ve Odeabank.com.tr’den dinleyebilirsiniz.
Genel Gündem
Apple’ın 2020 yılında “M1” serisini duyurmasına kadar bilgisayar çipleri, sadece ilgili kişilerin gündemindeydi. Bugün durum çok farklı. Kriptoparaların yükselişiyle adını iyice duyurmaya başlayan NVIDIA, yapay zekanın şafağıyla bu alanda akla gelen ilk (ve en değerli) marka olmayı başardı. Peki bu alanda daha önce akla gelen ilk marka “Intel” ne oldu? 1968’de sektörün öncüsü “Fairchild Semiconductor” şirketinin hatalı stratejisinin yarattığı boşlukta hayata geçen şirket, bu sefer kendi hatalı stratejilerinin kurbanı olarak tarihinin en kırılgan dönemine girdi. Bülten arşivinden de takip ettiğiniz gibi onbinlerce kişiyi işten çıkararak ayakta kalmaya çalışıyor. Intel’in en ölümcül hatalarından biri Reuters’ın dosyasında ortaya çıktı: 7 sene önce, bugün yapay zeka sektörünün açık ara lideri OpenAI henüz kar amacı gütmeyen bir girişimken 1 milyar dolar yatırım karşılığında Intel’e yüzde 15 hisse teklif etmiş. Hatta NVIDIA’ya olan bağımlılıklarını azaltmak adına donanım konusunda destek verirlerse yüzde 15 ek hisse vaat edilmiş. Şu an OpenAI 80 milyar dolar değeriyle Intel’i geride bırakmak üzere. NVIDIA ise trilyon dolarlık şirketler liginde. Yönetici körlüğü ve kurumsal kibir adına ibretlik bir malzeme (daha).
Ek bilgi: Kripto para ve yapay zeka demişken ilginç bir kesişimden bahsetmekte fayda var. Yapay zeka alanında çok daha fazla para ve potansiyel olduğunu fark eden kripto para madencileri, ellerindeki çipleri ve veri merkezlerini hızla bu sektöre kaydırmaya başladı.
Bu hafta başında Japonya Merkez Bankası’nın faiz artırma kararıyla altüst olan dünya borsalarının teknoloji ve kripto para alanındaki yansımaları da oldukça ağır oldu. ABD teknoloji endeksi NASDAQ’ı taşıyan ve “Muhteşem Yedili” olarak anılan Apple, Tesla, Alphabet (Google), NVIDIA, Microsoft ve Meta’nın hisseleri toplamda 800 milyar dolar değer kaybetti. Kripto para cephesinde Bitcoin, Şubat ayından bu yana ilk defa 50 bin dolar seviyesinin altına düştü. Diğer kripto para birimlerinde çok daha kanlı değer kayıpları yaşandı.
Dünyayı Saran Ağ
Halk ayaklanmaları, ekonomik dalgalanmalar, dünya savaşı söylentileri arasında güme gider gibi oldu fakat bu hafta internet tarihinin en önemli davalarından biri sonuçlandı. ABD mahkemesi Google’ın arama hizmetinin yasadışı bir tekel olarak faaliyet gösterdiğine karar verdi. Mahkeme heyeti şirketin rekabete aykırı anlaşmalar imzalayarak rakiplerinin ilerlemesini engellediğini ve rakipsizliğin rehavetiyle kendi fiyat tarifesini dayattığına hükmetti. Bu doğrultuda Google’a verilecek ceza bir sonraki duruşmada belirlenecek. Google karara itiraz ederek davayı bir üst mahkemeye taşıyacağını duyurdu.
2 Ağustos’ta Instagram’ı 1 milyonun üzerindeki erişim engelli site arasına ekleyen Türkiye, sosyal ağlarla sorun yaşayan tek ülke değil. “Düştüğümüz” ligden birkaç gelişmeye bakalım:
Ukrayna işgalinin ardından Rus yönetimi birçok sosyal ağa erişim engeli getirmişti. Serbest kalan (ve muhalif seslerin varlık gösterebildiği) tek sosyal ağ olarak kalan YouTube, bu hafta gizemli yavaşlamalar ve koplamalara sahne oldu. Rus Meclisi’nin Enformasyon Politikaları Komitesi Başkanı Alexander Khinshtein, “Kanunlarımızı ihlal edip, düzenlemelerimizi görmezden gelen ve cezasız kalacağını düşünen dış mihraklar için bu tedbirler zarurete dönüştü” şeklinde pek tanıdık bir açıklama yaptı (Tepkiler üzerine ertesi gün sorunun Google’ın altyapı yatırımlarını aksatmasından kaynaklandığını söyledi).
Ek bilgi: Rusya’nın internet trafiğinin yüzde 20 ile 40’ını YouTube yayınları oluşturuyor.
Uçtan uca kriptolu iletişim hizmeti Signal da Rusya’da tökezlemeye başlayan uygulamalar arasında. (Sitesine erişim engeli getirildiği için VPN ile bağlanmadan yeni kullanıcı hesabı da oluşturulamıyor.)
Venezuela’da tartışmalı bir seçimin ardından yeniden başkan seçilen Nicolas Maduro, aleyhindeki halk protestolarında oynadığı kilit rol sebebiyle Twitter’ı 10 gün kapatma kararı aldı. Maduro, bizzat hizmetin sahibi Elon Musk’ı da bu suça ortak olduğunu belirtti.
Ek bilgi: “Countering Digital Hate” adlı kar amacı gütmeyen sivil toplum kuruluşu, Elon Musk’ın ABD seçimleriyle ilgili bu yılki asılsız ithamlar içeren paylaşımlarının 1,2 milyar görüntülenmeye sahne olduğunu raporladı. (Mal sahibi olduğu için Musk’ın paylaşımları sitenin teyit mekanizmalarına tabi tutulmuyor.)
Göçmenlere karşı protesto eylemleri ile dünya gündeminde yer bulan Birleşik Krallık’ın internet düzenleme kurumu Ofcom ise yayımladığı açık mektupta sosyal medya platformlarını yanlış ve yanıltıcı bilgilerin yayılmasını engellemek için daha hassas ve etkin olmaya davet etti.
Ek bilgi: Olaylar sırasında Twitter hesabından “İç savaş kaçınılmaz” paylaşımı yapan Elon Musk da Başbakan Keir Starmer ile gerilim yaşayanlar arasında.
Twitter (ve Elon Musk) demişken, çok önemli ve ilginç bir gelişmeyi de notlarımıza ekleyelim: “The Global Alliance for Responsible Media” (Sorumlu Medya için Küresel Birlik) adlı grup, Twitter reklamlarını ve reklamverenlerini boykot etme eylemi başlatmıştı. Etkisinin ciddi boyutlara varmasının ardından Elon Musk grubu dava etmişti. Birlik, mahkeme masrafları yüzünden faaliyetlerini sürdüremedikleri gerekçesiyle dağıldığını açıkladı. Twitter CEO’su Linda Yaccarino bunu bir reform olarak değerlendirdi ve “Hiçbir küçük grup neyin para kazanacağını tekeline almamalıdır” dedi.
Ek bilgi: Bu olay bana gay olduğunu ifşa ettiği için Gawker sitesininden intikam almak isteyen ve Hulk Hogan’ı kullanarak açtırdığı davada siteyi kapattıran ünlü yatırımcı Peter Thiel’ı hatırlattı. Size konuyla ilgili kaliteli bir bağlantı ararken yine bu hafta gündeme gelen haberlerden öğrendim ki bu olay yakında bir film olarak ekranlarda yerini alacakmış. Belgeseller kesmiyordu. Merakla bekleyeceğim.)
İmzalanan yeni bir işbirliği sayesinde artık TikTok ve Pinterest paylaşımlarındaki ürünler Amazon hesabıyla doğrudan satın alınabilecek.
Yapay Zeka Gündemi
Google’ın yapay zeka platformu DeepMind’ın tek marifeti Go üstadlarını yenmek değil. Masa tenisi de oynuyorlar. Amatörlere karşı maçların yüzde 100’ünü, ileri seviyedekilerle olanlarınsa yüzde 55’ini kazanmış. Yapay zeka ve insan arasındaki “fiziki” boşluğu doldurma adına robotik sektörünün ne kadar kritik rol oynayacağını gösteren önemli bir ayrıntı.
Önceki sayılarda “Figure 01” adlı yapay zeka destekli (tam otonom) insansı robotlarını tanıttığım “Figure” adlı girişim, yeni nesil tasarımlarını tanıttı. İsmi çok yaratıcı: “Figure 02”. Ve en az bir önceki nesil kadar etkileyici (Tasarımı bana hep Cylon Centurion’ları hatırlatıyor.).
Hindistan sömürge geçmişi sebebiyle İngilize bilen halkı, dünyanın en fazla mühendis yetiştiren üniversiteleri, kalabalık nüfusu ve ucuz işgücü maliyeti sebebiyle teknoloji tabanlı “dışkaynak” (outsource) kullanımında dünyanın en çok tercih edilen ülkesi olmuştu. Ne var ki yapay zeka sektöründeki gelişmeler ülkede bu alanda hizmet verenler arasında hızlı bir işsizlik dalgası tetikledi. İlk etapta 5,5 milyon kişinin yapay zeka sebebiyle işini kaybetmesi bekleniyor.
Ek bilgi: Konuya paralel olarak; bu hafta Chatham House’un Çin’in iş dünyasında yapay zekayı ne amaçla ve ne şekilde kullanıldığına yönelik ilginç bir raporunu okudum. Tavsiye ederim.
OpenAI”ın ChatGPT ürünü dünya genelinde hatırı sayılır miktarda blog yazısı, haber, kurumsal rapor, e-posta mesajı, hukuki sözleşme, ödev; hatta akademik makaledeki gizli kahraman. The Wall Street Journal’ın haberine göre şirket kendi araçlarıyla üretilenleri tespit etmek adına bir dijital parmakizi (watermark) geliştirmiş ancak iç tartışmalar sebebiyle yürürlüğe sokmamış. Sebebi de gayet mantıklı: Tespit edilebilir hale geldiğinde kullanıcılar rakip ürünleri tercih edecek.
Kişisel cihazlarda devrim yapma iddiasıyla geliştirilen Humane adlı yapay zeka destekli ürün, satışa sunulmasıyla birlikte korkunç eleştirilere maruz kalmış, satışları durma noktasına gelmiş ve kendini satın alacak bir şirket arayışına girmişti. Son haberlere göre ürünün iade sayısı satış sayısını geçmiş. Şu an dünya genelinde kullanımda sadece 8 bin Humane cihazı olduğu söyleniyor. (700 dolar fiyatlı ürünün ayrıca aylık 24 dolar abonelik bedeli bulunuyor.)
OpenAI şirketinin kurucu ortaklarından John Schulman görevinden ayrılarak rakip şirket Anthropic’e geçeceğini duyurdu.
Keşif, İcat ve İnovasyonlar
Yenilikçi ruhu bir yana, ne yaparsa yapsın sadece tasarımı adına dahi beni heyecanlandıran bazı gruplar var. “Teenage Engineering” bunların başında geliyor. “EP-1320” kodlu Son ürünleri ortaçağ müziği yapmanızı sağlayan bir dijital enstruman. Sadece seyretmek için dahi alınası bir şey olmuş. (300 dolar fiyatıyla gümrük vergisi adına da çok mutlu edeceği kesin. Türkiye temsilcisindeki fiyatları “malum sebeplerle” ayrı hoş.)
Tasarım demişken; LEGO’nun (arada paylaştığım) “Ideas” adlı bir web sitesi var. Gönüllü ve yaratıcı tasarımcılar ürün fikirlerini oluşturup siteye yüklüyor. Bu fikirler diğer LEGO tutkunları tarafından oylarla destekleniyor. 10 bin oy alan fikir LEGO’nun resmi tasarımcı ve mühendisleri tarafından ürünleştirilerek satışa sunuluyor. Tasarımcısı da gelirinden belirli bir pay alıyor. Öncesinde NIKE’ın Air Jordan 11 tasarımıyla adını duyuran Tomasso (Tamas Borjan), bu sefer Technics’in “SL-1200” efsanevi pikabını oylamaya sundu. Bu haliyle dahi güzel görünüyor. Ben bu satırları yazarken 950 oyu geride bırakmıştı.
Kelime anlamıyla “garip” bir icada denk geldim. “Bzigo Iris” adlı ürün, aydınlık / karanlık fark etmeksizin odanızdaki sivrisinekleri tespit ediyor. Peki sonra ne yapıyor? Cep telefonu uygulaması yardımıyla sizi uyandırıyor. Lazer ile yerini gösteriyor. Siz de aynı ürüne ait elektrikli sineklik ile onu kızartarak öldürüyorsunuz. Uyandıktan sonra ne anlamı kaldı güzel kardeşim?
Elektronik cihazlardan elektrikli otomobillere kadar her üründe hizmet veren pillerin (neredeyse) tamamı lityum-iyon tabanlı. Ve lityum kıt ve nispeten pahalı bir seçenek. 2021 yılında kurulan ABD / Texaslı girişim “Group1”, geliştirdiği potasyum-iyon tabanlı pil ile çok daha sürdürülebilir bir seçenek yarattı.
Sağlık Olsun
Çin / Zhengzhou Üniversitesi’ne bağlı bir çalışma grubu, yepyeni bir teknikle geliştirdiği “yapay rahim” ile gündeme oturdu. Deney kapsamında kullanılan 4 aylık kuzu fetusu, yapay rahimde 90 dakika boyunca hayatta kalmayı başardı. Yeni teknik önceki yapay rahim deneylerinin aksine kalp ve akciğer gelişimine olumsuz bir etki yapmıyor. Buluşun rahim sorunlarına sahip olanları çocuk sahibi yapmanın yanısıra prematüre (erken) doğan bebeklerin hayatta kalma ihtimalini de yükseltmesi bekleniyor.
Beyne yerleştirdiği çip ile bedensel engelleri aşmayı hedefleyen Neuralink, ikinci (gönüllü) hastaya uygulama yaptıklarını açıkladı. Bin 24 elektrot içeren çipin 400 elektrotu çalışır halde. Hastanın ismi henüz paylaşılmadı.
Son hatırlatmalar
Aşağıdaki forma e-posta adresinizi yazarak (ücretsiz) abone olabilirsiniz.
Dilerseniz Patreon sayfam üzerinden bu çabamı maddi katkılarınızla destekleyebilirsiniz.
Haftaya yeniden görüşebilmek ümidiyle. 🙋♂️
Potasyum iyon pil hücresi haber beni inanılmaz heyecanlandırdı. Çalıştığım firmayı bunun test süreçlerine dahil etmeyi düşünüyorum.
Güzel konularla bezediğiniz bülten beni yine heyecanlandırdı amirim.
Bu hafta; Tomasso (Tamas Borjan), bu sefer Technics’in “SL-1200” efsanevi pikabını oylamaya sundu." haberi ilgimi çekti ..
90 ların başında Plağı kötüleyerek Dünyayı CD furyasına boğan Sony,Universal,BMG,Worner gibi büyük firmalar, 90 lar sonu internetin yaygınlaşmasıyla buradan para kaybetmeye başladılar.
Tabi bir zaman sonra ABD yapımı filmlerde Plak ve Pikaplar görmeye başladık. Her vesile Plak olayını gündeme getirmeye başladılar. Plak ve Pikap yeni jenerasyon tarafından sevildi. Özellikle Amerikada statü unsuru haline geldi. İnsanar Plak çalmaya başladılar ve bahse konu şirketler plak basmaya ve satmaya başladılar .Bir farkla; ucuza kaçıp çok kötü baskılar yaptılar.
Yaşı 55-60 üstünde olanlar durumu çaktı ve de fazla ilgilenmediler. Zira kaliteli müziğe ulaşmanın yolu artık plak değildi. Kaliteli kolonlar müzik aletleri idi..İyi plağın ne olduğunu biliyorlardı. Oysa yeni plak baskılarının ise eski plak kalitesiyle alakası yoktu. Ama Vak'a, gençlerin pek hoşuna gitmişti. yaşlıların değil
İşte Technics pikabın oylamaya sunulmasının asıl faydası, kaliteli baskıyı ayırt edebilecek yeteneğe sahip olması ve belkide plağa ilgi duyan gençlerin farkı farketmesine neden olabilmesini sağlayacak olması. Yada yeniden insanları plaktan soğutma çabası. .
Artık ya büyük müzik yapımcısı firmaların biraz daha para harcayıp kaliteyi hiç olmazsa 30 sene öncesine yükseltecekler..Ya da tekrar plağı kötüleyip 25 sene önceki gibi aynı bahanelerle,"bakın cd de sürtünme yok daha kaliteli ses " martavalıyla yeniden cd ye dönüp ilk çıktıkları dönem gibi 35 -40 dolarladan cd albüm satacaklar. Tabi yine kalite asla deep Purple made in europe albümünün Lonra baskısı kalitesinde olmayacak.. . Sağlıkla..