Dünya Halleri: 222
20 - 26 Ekim 2025 tarihleri arasındaki kayda değer gelişmeler.
Haftanın başı yollara düşüp, 4 farklı ülkede bulunduğum; dünyanın hallerine, dünyanın farklı noktalarından baktığım bir bülten oldu. Havaalanı salonlarında, uçak koltuklarında, otel masalarında, transfer araçlarında derlenmiş notlar da denebilir. Özetlere gelirsek:
Dünyanın en büyük ve en gizli siber casusluk hizmetlerinden biri tarihe karıştı. Çünkü faka bastı ve ifşa oldu. En az kuruluşu kadar ilginç bir şekilde. Ayrıntılarını Oksijen gazetesindeki sayfamda yazdım.
Blogumda milyarlarca yıl önce toprağımıza savrulmuş “altın” denen yıldız tozlarının neden böylesine kıymetli olduğuna; onun yerine bir şey koymanın sistemi neden bu kadar zorladığına baktım.
Podcast yayınım “Haddini Aşan Yaşam Rehberi” ise hayatımıza yönelik küçücük dokunuşların dahi ne kadar büyük etkileri olacağını anlatan “Kelebek Etkisi” bölümüyle karşınızda.
🌍 Genel Gündem
Bir grup Japon ve ABD’li akademisyen (hekim) tarafından yürütülen çalışmada, insanın (af buyurun) “kıçından da soluyabileceği” anlaşıldı. Rektumdan hortumla pompalanan oksijenle zenginleştirilmiş sıvı, bağırsak duvarında emilip kana karışıyor. Böylece beden normal solunum ile aynı oranda oksijen alabiliyor. Kayda geçen tek yan etki karın ağrısı olmuş. “Ne işe yarar bu?” diye meraklandıysanız, çalışmanın hedefi solunum yetmezliği çeken hastalar. Tam bir “kırk katır, kırk satır” hali.
Ek bilgi: Bu fikir aslında ilk olarak Nobel Ödülü’nün parodisi denebilecek IgNobel’in 2024 elemelerinde sunulmuş ve fizyoloji dalında ödül almıştı.
Elektrikli araç üreticisi Tesla, “Cybertruck” kodlu kamyonetinin beklenen etkiyi yaratamaması ve uygun fiyatlı yeni model planlarının iptali sonrası tam bir bocalama sarmalına girdi. En geç iki yılda bir yeni model geliştiren Çinli rakiplerinin aksine, Tesla hala 2017’de piyasaya sürdüğü “Model 3” ve “Model Y” platformları üstünden ilerliyor.
Kuzey Amerika pazarında epey ses getirmekle birlikte Türkiye’de ismi pek duyulmayan bir başka elektrikli araç girişimi ise Rivian. Bu şirketten ayrılan bir grubun kurduğu “Also” adlı şirket ise en az Rivian kadar yenilikçi bir elektrikli bisiklet hayata geçirme hazırlığında. Aracın “DreamRide” adlı yazılım tabanlı ve pedaldan kontrol edilen tahrik sistemi, tekerlek ile pedal arasındaki vazgeçilmez unsur olan zinciri de ortadan kaldırıyor. 160 kilometre menzile sahip “TM-B” adlı model, modüler yapısı sayesinde kolayca şehir ya da arazi bisikleti gibi farklı formlara dönüşebiliyor. Fiyatı ise 4 bin dolardan başlıyor.
Google geçtiğimiz yıl kuantum bilişim alanındaki yeni zirveyi temsil eden ve “sanat eseri” olarak nitelediği “Willow” çipini tanıtmıştı (Ayrıntılarını gazete sayfamda ve blogumda paylaşmıştım). Bu hafta ise “kuantum yankıları” (quantum echoes) adı altında geliştirdiği yeni yöntemi tanıttı. Bu sistem özellikle belirli işlemleri mevcut süperbilgisayarlardan binlerce kat daha hızlı yapabiliyor.
Çip sektörünün en gedikli markası Intel, yapay zeka (YZ) çağını kaçırmanın bedelini ağır ödüyor. Yeni ürünlerde beklentiyi karşılayamayan, tepe yönetimi sürekli değişen ve bilançosu artarda zarar yazan şirketin talihi yeniden dönüyor gibi. Son dönemde ABD devletiyle ortaklık kuran, SoftBank gibi fonlardan yatırım toplayan ve çalışan sayısını dramatik şekilde düşüren Intel, kar beklentilerini aşarak yatırımcılarının yüzünü güldürdü.
Çinli elektronik devi Xiaomi, teknoloji merkezli ticaret savaşları sebebiyle bellek çiplerinde sürekli artan fiyatların, akıllı telefon fiyatlarında giderek daha belirleyici olmaya başladığına dikkat çekti. Özetle: Yeni modeller çok daha pahalı olacak.
Çin Komünist Partisi’nin 2026-2030 yıllarını kapsayacak beş yıllık kalkınma planının omurgasını “teknolojik özerklik” ve “iç talep odaklı büyüme” oluşturdu. Kendi kendine yetebilmeyi temsil eden teknolojik özerklik stratejisi, ileri teknoloji odaklı sanayi, ARGE teşvikleri ve yerli ikame gibi bileşenlerden oluşuyor.
Avrupa Birliği ise “dijital egemenlik” stratejisine odaklanıyor. “Ülke ve kurumların dijital altyapı, veri ve teknolojilerini yabancı şirketlere bağımlı olmadan yönetme kapasitesi” anlamına gelen bu denklemde en büyük koz, açık kaynaklı çözümler.
🧑🏻💻 Dünyayı Saran Ağ
Çarşamba günü internette dijital bir kıyamet kopmuş gibiydi. Neredeyse hiçbir hizmete erişmek mümkün olmuyordu. Çünkü dijital dünyanın en büyük altyapı sağlayacılarından Amazon’un DNS sistemi bir sebepten işlemez hale geldi. Binlerce site ve platform da öyle. Daha tuhaf vakalar da yaşandı. Örneğin ısıtma işlevini kapatamayan akıllı yatak kullanıcıları, geceyi sıcaktan pişerek geçirdi. Futbol maçlarındaki hakem destek sistemleri çalışmaz hale geldi. Dijital sadakat uygulamaları ve birçok çevrimiçi oyun kilitlendi. Dijital varlıklar erişilmez oldu. Sipariş ve takip sistemleri durdu. Hatta bazı okullar sınavları ertelemek zorunda kaldı. Görüyorsunuz ki biraz önce değindiğim “teknolojik özerklik” ve “dijital egemenlik” gibi arayışlar kesinlikle boşuna değil.
Netflix, Amazon ve Apple’ın birbirinden bağımsız olarak “Warner Bros. Discovery” (WBD) şirketini satın almak için görüştüğü ortaya çıktı. Grup, daha önce aynı çerçevede Paramount’tan gelen üç teklifi reddetmiş. (WBD grubunda CNN, DC Studios ve HBO gibi markalar yer alıyor.)
Twitter, uzun süredir kullanılmayan “kupon” kullanıcı adlarını 2 bin 500 dolardan başlayan bedellerle satacak. Çok talep gören isimler 7 haneli bedellere kadar çıkabilecek. Bunun için “Handle Marketplace” adlı bir pazaryeri dahi kurulmuş. (Demek ki güzel hesap ismine sahip kişiler ölünce, Twitter’daki izleri de tarih olacak.)
Meta (Facebook, Instagram, WhatsApp) ve TikTok’u denetleyen Avrupa Birliği, her iki platformun da yasa uyarınca paylaşması gereken verileri paylaşmadığını açıkladı.
ABD Başkanı Donald Trump, terör örgütlerinin kara parasını akladığı için yargılanan kriptopara borsası Binance’in kurucusu Changpeng Zhao’yu affettğini açıkladı. Kararın ardından BNB, Bitcoin ve Ethereum başta olmak üzere birçok kriptopara birimi değer kazandı.
🤖 Yapay Zeka Gündemi
Yapay Zeka (YZ) odaklı web tarayıcısı geliştirenler arasına sektörün ağır abisi (ve ChatGPT’nin geliştiricisi) OpenAI da katıldı. Google Chrome’un da altyapısını oluşturan Chromium’u temel alan “Atlas” adlı uygulama, ön yüzüyle (tahmin edileceği gibi) ChatGPT ile entegre işlevler sunuyor. Arka planda ise sitelerle konuşarak etkileşime gireceğimiz yeni bir davranış kalıbını pişiriyor. (Şimdilik yalnızca Silicon serisi çipli Apple bilgisayarlarda kullanılabiliyor.)
Bir yanıyla OpenAI’ın ilk ve en büyük yatırımcısı, diğer yanıyla en büyük rakibi Microsoft ise Atlas’tan 2 gün sonra kendi benzer web tarayıcısını duyurdu.
YZ sektörü hakkettiği ölçüde bir ilgi ve değerlenmeye mi sahip yoksa teknoloji sektöründe sıkça rastladığımız türden bir balon mu şişiyor; kimse emin olamıyor. (Kişisel görüşlerimi ayrıca yazmıştım.)
YZ ile ilgili bir diğer sorun ise onun ne kadar “zeki“ olacağı. Zekayı ve egemenliği sadece kendine has kılmak isteyen insanlık, bunun için elinden geleni ardına koymuyor. Son olarak bu hafta Nobel ödüllü bilimcilerden (ne alakaysa) Prens Harry’ye kadar uzanan ilginç bir koalisyon, süperzeki YZ çalışmalarının durdurulması için ortak bildiriye imza attı.
İki hafta önceki podcast yayınımda yüzlerce, binlerce yıl öncesine dayandırarak değindiğim anafikir, YZ bahsinde de kendini gösteriyor. Eskiden saatler, günler alan pek çok işi artık YZ saniyeler içinde hallediveriyoruz. Fakat bu yüzden (teorik olarak) çalışma süremizin azalması gerekirken, tam aksine durmadan artıyor. Çünkü makineler yorulmuyor. Biz de makineleşmeye çalışarak, onlarla yarışa tutuşarak (tıpkı Marx’ın öngördüğü gibi), makineler için kolay avlara dönüşüyoruz.
Peki bu ölesiye çalışma yarışının şampiyonları kim dersiniz? Bizzat bizi bu çılgınlıktan kurtaracak araçları geliştiren YZ sektörü çalışanları. Araştırmalara göre Anthropic, Google DeepMind, Microsoft, Meta ve OpenAI gibi şirketlerin üst düzey YZ araştırmacıları haftada en az 80 ile 100 saat arası mesai yapıyor. (Haftanın her günü çalışsa günde 14 saat, 6 gün çalışsa günde yaklaşık 17 saat eder!)
Peki bu gayret yeterli geliyor mu? Elbette ki HAYIR! Daha birkaç ay önce YZ sektörünün en yüksek maliyetli ve ses getiren transferlerini gerçekleştiren Meta, daha anlaşmanın mürekkebi kurumadan bu ekipten 600 kişiyle yollarını ayırdı.

Ek bilgi: YZ’nın becerileri ve rekabeti yüzünden işsizlik artıyor. Böyle de devam edeceği söyleniyor. Ancak Oxford Internet Institute’tan Fabian Stephany, bunun küçülmek isteyen şirketlerin bahanesine dönüştüğü iddiasında. Zira ABD / Yale Budget Lab araştırması, YZ’nın şu ana dek bilgisayar veya internet devriminden daha fazla iş kaybı yaratmadığını, etkisinin büyük ölçüde geçici olacağını ortaya koyuyor.

Bu kategoriyi, bu bağlamda son derece enteresan bir gelişmeyle bitirelim. Japonya’daki bakkallarda robotlar görev alıyor. Ancak bu robotlar ilk akla geldiği gibi YZ değil; “insan destekli” çalışıyor. Hepsi internet üzerinden, uzaktan insan operatörler tarafından yönetiliyor. Operatörlerin tamamına yakını da Filipinler’de. Alan razı, satan razı.
🧑🏻🔬 Keşif, İcat ve İnovasyonlar
Nike, ayağınızı destekleyen ve yürüme hızınızı artıran “Project Amplify” kodlu bir ayakkabı üretti. Elektrikli bisikletlerin pedal desteğine benzer şekilde bu ayakkabılar da yapmak istediğiniz ayak hareketini sezerek elektrikli pistonlarıyla gerçek anlamda “yükünüzü hafifletiyor”. Denemeleri 400 sporcu üstünde süren ayakkabının önümüzdeki yıllarda satışa sunulması hedefleniyor.
Yves Behar’ın meditasyon kabini üreten OpenSeed için tasarladığı “Iris”, içine girdiğinizde ruh haliniz nasıl olursa olsun, 10 dakikada huzuru vaat ediyor. Kayıtlı meditasyonlarla eşzamanlı çalışan ışık ve ses düzeneği, aromaterapi ile desteklenmiş. Birkaç seansın ardından belki 22 bin 500 dolarlık fiyatını bile unutabilirsiniz.
Mercedes-Benz’e bağlı YASA, icat ettiği sadece 12,7 kg ağırlığında ve 750 kW (1006 beygir) gücündeki elektrikli motoruyla bu alandaki rekorları yerle bir etti. Sistemin elektrikli hiper araçlarda kullanılması hedefleniyor.

Cep telefonunun arkasına mıknatısla yapışan ve cihazınızı kablosuz olarak şarj eden bir güç kaynağı (Türkçesiyle: PowerBank). Güzel. Ama o şarj ederken biz ekrandan mahrum mu kalacağız? Ne münasebet. Çünkü pilin arka yüzeyi, 300 retro oyun içeren bağımsız bir el konsolu. Sırf o arka yüzey için dahi alınır. Yıl sonunda satışa sunulmak isteniyor.
Biraz daha fazla güce ihtiyaç duyanlar içinse çözüm Çin’den. Ülke, Shanghai şehri açıklarında dünyanın ilk rüzgar enerjisiyle çalışan sualtı veri merkezini hizmete sundu. 226 milyon dolara malolan yapı, ihtiyaç duyduğu enerjinin yüzde 95’inden fazlasını açık deniz rüzgar türbinlerinden alıyor. Derin suların soğukluğunu da kullanarak enerji tüketimini yüzde 22,8, tatlı su kullanımını yüzde 100, arazi ihtiyacını yüzde 90 oranında azaltıyor. Daha ne yapsın?
Beni Patreon sayfam üzerinden maddi katkılarınızla destekleyebilirsiniz.
Haftaya yeniden görüşebilmek ümidiyle. 🙋♂️





çinin deniz altı verimerkezi denizi ısıtmayacak mı? buzulları eritmeyecek mi? sonunda sular yükselecek ve hepimizi mabadımızdan solumak zorunda kalmayacak mıyız?
Bir çeşit sohssbet niteliğinde havadisler için teşekkür ederim amirim.
Geçen haftanın konusuydu, satın aldığımızı zannettiğimiz aslında kiraladığımız teknolojik vırt zırt ların bir gün bizi terkedip gidiverdiklerini.
Aynı sendromun pençesinde artık güncelleme alamayan eski model telefonumun yenisini almak zorundayım.
Acaba eskiden olduğu gibi tüplü televizyonları "şok "latırdık. Yani tüpe kısa süreli kısa devre elektrik verilirdi ,biten tüp bir süre daha can çekişerek çalışmaya devam ederdi.
Telefonuda şoklatsam oluru diyorum.. arkadan cızzzt !..
Herkese iyi haftalar..