23 Comments
Jul 30Liked by M. Serdar Kuzuloglu

Çok güzeldi hocam. Sizi eskiden bilirdim ama sonra neden bilmiyorum ama bağlantımız kopmuş. Yani sizinle daha doğrusu içeriklerinizle bağlantım kopmuş. Yıllar sonra tekrar şu an tam hatırlayamadığım bir şekilde buldum sizi. Kuvvetle muhtemel Twitter'ın size özel diye takip ettiklerimin etkileşimlerinden. Söylemek istediğim birkaç şey şunlar.

1- Sizin yaptığınız bu iş muazzam değerli. Peki neden çok daha fazla bilinir değilsiniz? Çok daha fazla bilinir olmanız lazım gibi geliyor bana.

Not: Aahhh şimdi hatırladım sizi tekrar buluş anımı. Rahmetli Cüneyt Arkın vefat ettiğinde hakkında yazılanları okurken Twitter'da paylaştığınız "Seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli" yazınızdan. Blogunuzu gördüm ve sonrasında tüm ortamlardan takibe aldım sizi.

2- Sizi çok beğeniyorum. O kadar kalitelisiniz ki. Maşallah. Yazılarınızdan hissettiğim kişiliğiniz çok hoş. Çok naif. Sizin gibi bir Türk olmasından gurur duyuyorum. Sağ olun, var olun. Keşke sizin gibi olabilsem.

3- Bu düşüncelerim beni gayri ihtiyari birinci maddeye tekrar döndürüyor. Nasıl daha da iyi bir bilinirliğe sahip olursunuz düşüncelerine itiyor. Yani bilinir derken bunu açıklamam gerektiğini hissettim. Yani nasıl Özgür Demirtaş'ı ilgili ilgisiz herkes tanıdı ise, o gibi tanınmanızı istiyorum galiba. Şu an belki de o kadar tanınmak da iyi olmayabilir diye de hissettim. Aslında içimdeki şu: böyle abur cubur kötü insanlar tanısın diye değil de örneğin ODTÜ'de İTÜ'de vb.de okuyan tüm öğrenciler sizi bilmeli. Çünkü yaptığınız bu çalışmalar Türkçe içerikli de olduğu için o kadar önemli ki bence. Sadece dil bariyeri değil kastım. Sizi siz yapan şey. Filtreniz. Bu bizim için muazzam değerli. Örneğin Eric Topol takip ederim. O bir alanda yazıyor. Neden onu takip ediyorum. Çünkü adamın ilgi alanı benim ilgi alanıma giriyor ve adama güveniyorum. Gibi gibi. Bunun için belki üniversitelerde biraz daha birebir konferans vs iyi olabilir. Çünkü ülkemizin gelecek neslinin sizin gibi yaşayan büyük adamlarını tanımaya çok ihtiyacı var bence.

Neyse çok uzattım. Bu kadarını da başta yazdığınız yorum cesaretlendirmesi sebebiyle yazdım galiba. :)

Sizi çok seven bir takipçiniz.

Belki bir gün sizi kanlı canlı da görürüm. Ya da "seni uzaktan sevmek mi aşkların en güzeli" :))

Expand full comment
Jul 30Liked by M. Serdar Kuzuloglu

Amirim ellerinize sağlık. Yine çok keyifli çok doyurucu olmuş. Nacizane bir ekleme-düzeltme yapmak isterim. Anne sütünde bulunanlar aslında bağışıklık yanıtı sağlayan yapılar olan ‘antikorlar (antibody)’ Antibiyotik ise bakteriyel hastalıklara karşı kullanılan bir ilaç grubunun genel adı.

Sevgiler saygılar

Expand full comment
Jul 30Liked by M. Serdar Kuzuloglu

Elinize, emeğinize ve beyninize sağlık, emeğinizin karşılığını katbekat alırsınız ve bu ufuk açan süreci devam ettirirsiniz umarım. Hayırlı pazarlar.

Expand full comment
Jul 30Liked by M. Serdar Kuzuloglu

Harika bir sayı daha. 👌😊

Expand full comment

Emeğinize sağlık, dünyada olup bitenlerden haberdar olmak insanda kendi geleceğini de eline alma gereksinimi doğuruyor. Birey olarak da nerede olduğunu ve nereye gitmen gerektiğini görebiliyorsun.

Umarım ülkede planlama ve eğitimle ilgili bürokratlar da bu olan bitenleri takip ediyordur ve geleceğe hazırlık yapıyorlardır (bir umut işte)...

Expand full comment
Jul 30Liked by M. Serdar Kuzuloglu

Selam Serdar Bey,

Sizi pandemi döneminden beri ilgiyle takip ediyorum.

Touchscreen ile Google arasındaki dava, sizin yazdıklarnızı okuduktan sonra, yaptığım araştırmada ceza davası değil bir tazminat davası olduğunu öğrendim. ( https://casetext.com/case/touchstream-techs-v-google-llc) Aslında, Google bir ceza almadı, Touchscreen şirketini zarara uğrattığı için sadece tazminat ödeyecek. İlk bakışta her ikisi arasında bir fark görülmese de, ceza davalarında genellikle savcılık yani devlet taraf oluyor. Tazminat davalarında bu davada olduğu gibi devlet (kusuru yoksa) taraf olmuyor.

Expand full comment
Jul 30Liked by M. Serdar Kuzuloglu

"Wolf Ranc" İçinde medenice yaşayıp üreyip gelişip bilgi ve neslimizi geleceğe güvenle aktarabileceğimiz "medeni şehir" özlemimi depreştirdi.

Roma da Medine de bir şehirle başladı. Günahıyla sevabıyla bize birçok yenilikler kattı.

Eline yüreğine sağlık Serdar Abi hayırlı pazarlar hayırlı işler bol güneşler ❤👋

Expand full comment

Ufuk açıcı bir pazar daha. Elinize, emeğinize sağlık, iyi çalışmalar Serdar Bey.

Expand full comment

Teşekkürler

Expand full comment

Serdar Bey, noise fotoğrafta gren anlamındadır. (Sese ait)gürültü olarak çevrilmiş.

Expand full comment

Serdar hocam 10 numara 5 yıldız çalışma olmuş, emeğinize sağlık.

Expand full comment

Emeğinize sağlık Serdar bey

Expand full comment

Hocam, ellerinize saglik.

Kapanis notlari kismindaki gazete yazinizi da okumayi seviyorum ama o yarim cikiyor hep, yazinin alt kisimlarini okuyamiyorum, bu bir teknik hata mi yoksa bilincli olarak mi boyle paylasiyorsunuz?

selamlar.

Expand full comment

Serdar Bey merhabalar,

Bülteni ingilizce yayımlama konusunda bir teşebbüsünüz olup olmadığını bilmemekle beraber bülten okuyucularını renklendirme konusunda iyi bir adım olabilir diye düşünüyorum. Yazılar için teşekkürler...

Expand full comment

Merhabalar Serdar Abi,

Sizi yillardir takip ediyorum ve belkide youtube-da olan bütün vidyolarinizi izlemisimdir. Karsilik beklemeden Topluma yarali oluyorsunuz, helede böyle bir zamanda. Sizin hakkiniz ve emeginiz ödenmez.

Tesekürler

Almanyadan Selamlar

Expand full comment

Yıllarca çocuklara, katıların da canı var, ruhu var, masanıza, sandalyenize kibar davranın milyon kere dedikden sonra, bültende, katıların kendini onarabildiğini okuyup çocuklarla ekran kaydı paylaşırken beni görmek lazımdı..sağolun varolun hocam

Expand full comment