17 Comments
Feb 4Liked by M. Serdar Kuzuloglu

Uzaya adam göndermeyen son ülke olarak nihayet göndermeyi başardığımız şu günlerde yazılan çizilen Dünyada tüm bu olan biten yenilikler gerçekten heyecanlandırıyor. Fakat maalesef 31 ocak 2024 ten beri bölgesel arıza nedeni ile ev internetimin kesik olması olayını telefon hattımda can çekişen son GB larla duyurayım dedim. Arızanın kabul edilebilir tamir süresini çoktan aşan 5 zafer gününü kutluyorum. Türkiye yüzyılı dedikleri bu olsa gerek. Kısaca 5 gündür evde internet yok. Borcu yok harcı yok ama 100.yılda 5 gündür evimde internet yok. İyi yayınlar..

Expand full comment
Feb 4Liked by M. Serdar Kuzuloglu

Grafen ile ilgili kisima dair acizane sunlari soyleyebilirim:

Bir Malzeme Bilimcisi bakış açısı ile; Grafenin, olağanüstü mekanik özellikleri ve kimyasal stabilizesi ile, beton matrisini önemli ölçüde geliştirme potansiyeli taşıyan, heyecan verici bir nanomalzemedir.

Ancak, grafenin beton üretiminde yaygın kullanımı önünde bazı teknik ve ekonomik engeller bulunmaktadır.

Teknik açıdan:

Grafenin dispersiyonu ve homojen dağılımı: Grafen nanoplaklarının beton karışımına homojen bir şekilde dağılması, kompozitin optimal özelliklerinin elde edilmesi için kritik önem taşımaktadır. Bu, zayıf van der Waals kuvvetleri ve grafenin yüksek özgül yüzey alanı nedeniyle zorlayıcı bir görevdir.

Arayüz kimyası: Grafen ve beton bileşenleri arasındaki zayıf arayüz etkileşimi, kompozitin mekanik performansını olumsuz etkileyebilir. Grafenin fonksiyonelleştirilmesi ve arayüz mühendisliği, bu sorunun üstesinden gelmek için gereklidir.

Üretim ölçeklendirme: Grafenin yüksek üretim maliyeti, büyük ölçekli beton uygulamalarında kullanımını sınırlamaktadır. Sürdürülebilir ve düşük maliyetli üretim yöntemleri geliştirilmesi, grafenin pazarda yer edinmesi için kritik önem taşımaktadır.

Ekonomik açıdan:

Yaşam döngüsü analizi: Grafenin beton üretimindeki çevresel etkileri tam olarak değerlendirilmemiştir. Yaşam döngüsü analizi, grafenin sürdürülebilirlik açısından değerlendirilmesi için gereklidir.

Bu engellere rağmen, grafenin beton teknolojisinde devrim yaratma potansiyeli taşıdığına inanmaktayız.

Expand full comment
Feb 4·edited Feb 4Liked by M. Serdar Kuzuloglu

Threads'in indirme sayılarının artması ve Twitter'ı geride bırakması dikkat çekici.

Threads'deki üye sessizliği konusuna gelince, bu duruma dair birkaç olasılık aklıma geliyor:

1. Kullanım Amacı: Threads, yakın arkadaşlarla iletişim kurmaya odaklanan bir uygulama. Bu nedenle, kullanıcılar daha özel ve samimi sohbetler yapmak için bu platformu tercih ediyor olabilirler. Bu da, daha az sayıda genel paylaşım ve daha fazla özel mesajlaşmaya yol açabilir.

2. Yeni Uygulama Olması: Threads hala nispeten yeni bir uygulama. Kullanıcıların platforma alışması ve aktif şekilde kullanmaya başlaması zaman alabilir.

3. Platform Özellikleri: Threads, Twitter'a kıyasla daha az sayıda özelliğe sahip. Bu durum, bazı kullanıcıların platformu kullanmaktan çekinmesine neden olabilir.

4. Rekabet: Instagram'ın ana uygulaması ve diğer sosyal medya platformları da Threads'e rakip konumunda. Bu da, kullanıcıların dikkatini çekmek için Threads'in daha fazla çaba sarf etmesi gerektiği anlamına geliyor.

Kendi Durumum: Ben, Threads'i aktif olarak kullanmıyorum. Bunun nedeni, platformun benim için yeterince ilgi çekici olmaması. Daha çok bilgi edinmek ve farklı bakış açılarıyla tanışmak için Twitter'ı 'X'i tercih ediyorum (https://twitter.com/66coolfunny).

Ancak, Threads'in gelecekte nasıl gelişeceğini görmek beni meraklandırıyor. Platform, yeni özellikler ve güncellemelerle kullanıcıların ilgisini çekmeyi başarırsa, popülerliği artabilir.

Expand full comment

Serdar amirim lütfen en yakın zamanda YetGen e gel ve bize birşeyler öğret lütfen lütfen lütfen sen alanında 1 numarasın

Expand full comment

Serdar amirim lütfen en yakın zamanda YetGen e gel ve bize birşeyler öğret lütfen lütfen lütfen sen alanında 1 numarasın

Expand full comment

Serdar amirim bu sene YetGen e konuşmacı olarak katılacak mısınız lütfen katılın çok büyük bir heyecanla bekliyoruz

Expand full comment

TELAPATİ GELECEK ALS BİTECEEEEK! UMARIM:):)

Expand full comment

Yine çok harikaydı.

Size hayran biriyim. Yazmanız, konuşmanız, düşünceleriniz, hayata bakışınız bana çok hitap ediyor. Öyle ki sizi okumaya başlayınca bırakamıyorum. Nedenleri arasında galiba ilk sıralarda samimi bir şekilde içinizden geçeni ifade etmeniz, nezaketiniz, örtüşen ilgi alanlarımız ve detaylı anlatımlarınız var. Blogunuzdan bir sayfa ile başlıyorum ve her atıf kelimenize o anda gidiyorum. Orayı okuyup geliyorum. Bunu gittiğim atıf sayfalarında da yaptığımı göz önüne alırsak benim için tarifsiz bir zevk oluyor bu okuma işi.

Bloglarınızdan okuyunca sizi şahsen tanıyor gibi hissetmeye başlayınca da şöyle bir his oluyor bende: Zamanınızı o kadar dolu dolu geçiriyorsunuz ki size bir şey yazıp dakikalarınızı almam zamanınızı israf ediyormuşum gibi hissettiriyor. Bu nedenle her aklıma geleni yazmıyorum. Ya zaten siz de düşünmüşsünüzdür, ya da düşünmeye gerek yoktur gibi geliyor. :)

Ancak hakikaten önemli gördüğüm bir sorum var ise öğretmen olarak kabul ettiğim sizin gibi değerli insanlara bunu sormayı uygun görüyorum.

Blogunuzu okuyorum. Ancak özellikle ortalama 10 senelik ve üzerindeki yazılardaki atıf yapılan yerler artık yoklar. Anlıyorum sebepleri ama size hususi olarak şunu sormak istedim: Yaşadığım zaman içerisinde çok sevdiğim insanlar oldu internette içerik üreten. Kaybettiklerimiz oldu. Geride kalanları genellikle aynı işlerle ilgilenmeyen kişilerdi. Zaman içinde önce hosting süresi doldu, ardından alan adı süresi. Ve geride kalan archive.org'da arşivlenmiş çok tıklanmış sayfalar oldu. Eğer olacakları tahmin etmiş isem bunlar olmadan tüm siteyi indirmeye çalıştığım kişiler oldu. Ama her şey sadece internet sitesi ile de bitmiyor. Geçenlerde sizin bir tweet'inizden eski postların silinmiş olabileceğine ilişkin bir cümle okumuştum. (https://twitter.com/mserdark/status/1738502973683327334?t=h4DGgRD6dXcZjzyMR3mwsw&s=19) Artık bir çok platform üzerinden paylaşım oluyor. En güvendiğim şey YouTube'daki videoların kalıcılığı idi ama Google etkin olmayan hesaplar ile ilgili alacağı aksiyonda ilk başta bunları da sileceğini söylemiş ardından da geri adım atmıştı.

https://www.chip.com.tr/amp/haber/google-kullanilmayan-kisisel-hesaplari-silme-karari-aldi_157509.html

ve

https://www.chip.com.tr/amp/haber/google-youtube-hesaplarinin-silinecekler-listesinde-olmayacagini-soyledi_157542.html

Hep düşündüğüm bir şey geleceğe bir yazı bir içerik bırakmak için en uygun yol en garanti yol ne olurdu sorusudur. Düşününce hakikaten zor olduğunu gördüm. Örneğin 25 yıl sonrasına, 50 yıl sonrasına. Bunun için ya devlet olmalısın ya da zengin bir vakıf sanki. Sen ve seninle ilgili kimse hayatta kalmasa bile içeriğin kalabilmesinin, özellikle de dijital içeriğin kalabilmesinin kolay ve garanti bir yolu yok gibi. Her platform kapanabilir veya eskileri silebilir. Diskler bozulabilir.

Son 10 yıldır acaba kaç kişinin daha eski zamanlardaki kadar basılı fotoğrafı vardır.

Ve hep aklıma gelen bir şey, Orhun abideleri 730'lu yıllarda yazılıp günümüze ulaşabilmiş, taşa yazıldığı için. Günümüzden ne kalır ki 1300 sene sonrasına?

Ya da kalmasına gerek yok mu? Neden olmasın? Ülkemizde kim dedesinin dedesinin dedesinin ismini dahi biliyor? Önemi yok mu? Belki o zamanlar bu teknolojik gelişme olmadığı için denilebilir. Bir defter dahi yok muydu isim yazacak?

Uzun lafın kısası, bugün yaptığımız hiçbir şey hiç mi önemli değil bundan 50 yıl sonrası için? Hiç yaşamamış gibi mi olalım, mezar taşından başka arkamızda bir şey kalmasın mı bizimle ilgili?

Kemal Sunal'ın eşi Gül Sunal bir YouTube yayınında bir sel afetinde Ankara'daki evlerinde babasının kendilerine resim albümlerini kurtarıp kaçın dediğini ve bu olayın kendisinde kalıcı bir davranış oluşturduğunu anlatmıştı. Anılar konusunda kendisinin özel bir hassasiyeti var ve bu anıları YouTube kanalında kayda geçiriyor.

Bir Ali abimiz vardı. Ali Can. Kendisi Almanya'ya göç etmiş bir tır şoförü idi. Samimi bir insandı. YouTube'da yayınlar yapardı ve yüzbinlerce seveni vardı. Arada hep şunu derdi, ben bu kayıtları kızım büyüdüğünde izlesin diye çekip koyuyorum. Sanki içine doğmuş gibi çok erken yaşta vefat etti. Hakikaten arkasından videoları kaldı.

Hocam siz bu konulara nasıl yaklaşıyorsunuz? Çözüm ürettiniz mi? Allah hayırlı uzun çok uzun sağlıklı ömür versin ama öte tarafa göçtükten sonra bu kadar ürettiğiniz içerik kalıcı olsun diye bir planınız var mı?

İnternet ulaşım konusunda sınırsız ve çok hızlı, peki ama kalıcılık?

Beni eski yer imlerime tıkladığımda karşıma domain park siteleri çıkması çok ama çok üzüyor. Sanki irili ufaklı kütüphaneler yanıyor gibi geliyor bana.

Konu ile ilgili düşüncelerinizi öğrenmek istedim.

Daima teşekkürler geçmişte ürettikleriniz ve gelecekte üretecekleriniz için.

Çokça sevgi ve saygılarımla.

Expand full comment

Serdar Bey, 10 yıldır süregelen bu güzel geleneğe son bir yılda katılmış olmak beni çok mutlu ediyor, umarım sizi de üstüne titrediğiniz bir çocuğun, ya da bir çiçeğin büyüdüğünü görmenin verdiği hissiyatla gururlandırıyordur. Zamanınız ve emeğiniz için çok teşekkür ederim.

Expand full comment

"Ah, kimselerin vakti yok

Durup ince şeyleri anlamaya"

Serdar Bey, bu dizeleri ziyadesiyle romantik buluyorum. Nedir ince şeyler? Zamanında bir takım şeylere erişimin zorluğu, onlar için harcanan emek, kan, ter, gözyaşı mıdır? Bugün bir bilgisayar ve internet vasıtasıyla sizin binlerce kişiye erişmenizi sağlayan tüm imkanlar ve bu imkanların yarattığı demokratikleşme yeterince etkileyici değil mi? Niçin takılı kalıyoruz? Eğer bir şeylerin yaygınlaşıp sığlaşması ise problem, bunun mağlup olmaya mahkum elitist bir fikir olduğunu düşünüyorum. 2024 yılındayız instagramdaki kitap kokusu romantiklerini geçtim, new age aylak adamlar, geçmişle yaşayan, "incelik" adı altında nostalji bağımlılarını görmek bana esas sığlığın bu olduğunu düşündürtüyor. Franchiselerla dolu bir dünyada flanör-müş gibi gezenler var. Gerçekten bazen tutup sorasım geliyor: Ne gördün? Ruhen 70'lerde, Beyoğlu'nda şık bir pastenede çekilmiş bir fotoğraf karesinden fırlamış gibi insanlar görüyorum. BurgerKing'le yüz göz olunca ah vah ediyorlar. Zannediyorum kimi bundan bin yıl önce yaşasa yeni nesil kahveciler için cadı avına çıkardı. Tutup sorasım geliyor: Ne anladın? Öyle oksimoron bir durum ki popüler kültürden, ana akımdan kaçmayı düstur edinmiş fakat yerine bir şey koyamayan elitist romantikler adeta sosyal medya ebu cehilliğine bürünüyor. "Kimselerin vakti yok", belki, ancak bugün o kimselerin sayısı o kadar çok ki yeni dansın hızına ayak uydurabilen için aradığını bulamamak mümkün değil. Kolaycılığın, alışık olduğumuza rağbetin mazereti bunlar olmamalı.

Expand full comment
Feb 4·edited Feb 5

Exom benzeri ürünler yaşlılar ve ortopedik rahatsızlığı olanlar için harika ürünler. Tez zamanda yaygınlaşır ve ucuzlar inşşallah 🤲

Uluslararası Uzay İstasyonunu yıllardır takip ederim. Eskiden tarlada çalışırken köyümüzün semasından tayyare geçtiği sıralarda kafamızı kaldırır yukarı bakar ve el sallardık 👋🇹🇷 "Güle güleee dedeme selaam söleee" derdik. Bu sıralar denk geldikçe Alper'e el sallıyorum. Rötar nedeniyle İstasyonda kalması 2 gün uzamış diye haber okudum..Eğer öyleyse 2 günün masrafı şirketten mi? Ve bu ihtimal düşünülerek göreve ekstra deneyler eklenmiş mi? Merak ettim doğrusu 🙂 Eğer iki gün yatış varsa değmeyin Alper'imizin keyfine 😀👍🇹🇷

Bard'ı ilk defa denedim ona değişik bir soru sordum... yaniii, benim ve yetştiğim kültürüm açısından tarmin edici cevap alınca ilk aklıma berber dükkanı geldi. 🙂

Eğer harici hd gibi bilgileri çiple beynimizin hizmetine sunulması başarılır ise okuyarak öğrenmenin hazzının yerini ne alacak merak etmeye başladım. Ya birde acaba önlobumuz yetersiz gelmeye başladığında fiziki yapısı genişleyerek daha da mı büyüyecek? Veya teknolojiğe entegre kafamızda yeni organ mı türeyecek? Amanin! Garnım gabâdı!

...

Bedenine, zihnine ve gönlüne sağlık 🤲 Takip eden herkese selamlar 👋

Expand full comment

Threads'e bir süre katlandım, ancak algoritması şu anda çok iyi çalışmıyor gibi görünüyor; bu nedenle, konu ile alakalı olmayan içeriklerle karşılaşmamak adına onu sildim. Şu an uzun bir süre orada olmayı düşünmüyorum.

Expand full comment