Bu satırları yazarken pek çoğunuz gibi sivrisineklerle mücadele halindeyim. Galibiyet gibi akıldışı bir hevesim yok. Fakat bunların en azından daha az kaşındıracak bir türü çıksa fena mı olurdu? Bu bahaneyle birkaç bilgi sıralayayım:
Bizi sokanlar sivrisinekler “dişi”. Erkekler sadece meyve ile besleniyor. Dişiler larvaları için kana muhtaç. (Sabah tavanda asılı bulduklarınız, sizden emdiği kanı sindirip suyunu atmaya çalışan dişiler.)
Sivrisinekler gece vakti sürekli kulağınızda vızıldıyor çünkü sizi ağız ve burnunuzdan çıkan karbondioksit kokusunu takip ederek buluyorlar.
Bu hafta ayrıca okuduğum bir makalede bira içmenin sizi daha cazip bir av haline getirdiğini öğrendim. Üstelik bazı durumlarda kıyafetlere (cildinize değil! onlar ayrı) bile sinek ilacı sıkmak gerekebiliyormuş.
Genel Gündem
Dünya nüfusu 8 milyarı aştı. Diğer yandan dünyanın istisnasız her bölgesinde doğurganlık oranı düşüyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre zirveyi temsil eden 10,2 milyar nüfusa 2084 yılında ulaşacağız. Sonrasında hızlı bir seyrelme; hatta bazı uluslar adına yok oluş başlayacak.
Otomotiv dünyası hızla elektrikli modelleri doğru kayıyor. Hatta nihayetinde bütün araçların elektrikli olacağını savunanlar var. Birçok ülke şimdiden bu süreçteki yol haritasını belirledi. Ancak tek bir ülke şimdiden elektrikli olmayan araç satışını yasakladı. Hangisi dersiniz? Yanıldınız: Etiyopya. Ancak sorun şu ki, geçen sene bu kararı alan ülkedeki toplam şarj istasyonu sayısı sadece 50 (elli). Tahmin edeceğiniz gibi herkes isyanda. (Konunun pek anılmayan boyutu, dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisi Çin’in bölgedeki ekonomik nüfuzu.)
Telefonların sadece konuşulmaya yaradığı dönemde kapaklı telefonların yarattığı heyecanı yeni dönemde katlanabilir telefonlar yaratmaya çalışıyor. Oluyor gibime gelmiyor ama şansını deneme sırası Apple’da. İddialara göre “V68” kod adlı proje dahilinde ilk katlanabilir iPhone modeli 2026’da satışa sunulacak.
Olimpiyat Komitesi, 12 yıldır tartıştığı “Espor Oyunları Olimpiyatları”nın ilkini 2025 yılında düzenleme konusunda anlaştı. Hangi oyunların müsabakalara dahil olacağı henüz belli değil. Ancak nerede olacağı net: Suudi Arabistan. Zira olayın hamisi Suudi Arabistan Ulusal Olimpiyat Komitesi. (Suud Prensi Muhammed bin Salman’ın kendini parlatma odaklı kampanyalarından biri de ülkedeki espor oyuncularını ve organizasyonlarını desteklemek.)
The Economist son sayısında çok enteresan bir duruma dikkat çekmiş. Çin, inşa ettiği gizli depolar ve silolarda büyük miktarda tahıl, doğalgaz, petrol ve benzeri temel ihtiyaçlar stokluyor. Başta kahve, soya, petrol ve doğalgaz olmak üzere birçok hammadde özelinde dışa bağımlı Çin’in bu hamlesinin (yakın) gelecekte maruz kalabileceği siyasi ve ekonomik yaptırımlara karşı olduğu düşünülüyor. Haberdeki sayılar düşündürücü.
Yaptırımların etkisiyle beklenmedik boyuta varan Rusya ve Çin arasındaki ticari ilişkiler, yerli dijital ödeme platformlarının yıldızını parlatmış durumda. Bunlar arasında en dikkat çekenlerden biri Çin’in 2013’te Rusya’da kurduğu “Qifa”. Şirketin yakında Moskova Borsası’nda da halka arzı hedefleniyor. (İki ülke arasındaki ticaretin hacmi geçtiğimiz yıl 230 milyar dolar seviyesine ulaşmıştı.)
CrowdStrike adlı siber güvenlik yazılımının geçtiğimiz haftaki güncellemesi dünya genelinde yüzbinlerce (Windows) bilgisayarın çalışmaz hale gelmesine sebep olmuştu. Krizle ilgili ayrıntılar bu hafta netleşmeye başladı. CrowdStrike’ın resmi açıklamasına göre bu faciaya, sorunlu kodu bildirmeyen test yazılımı sebep olmuş. Hatalı kısım, bir saldırı esnasında siteyi ayakta tutan“Falcon Sensor” modülünün sadece 40 kilobaytlık bir parçası. (Olayın ardından şirketin hisse değeri yüzde 20 oranında düştü.)
Ek bilgi: Siber sigorta şirketi Parametrix’in raporuna göre bu kriz sırasında sadece “Fortune 500” şirketlerinin zararı 5,4 milyar dolar oldu. En büyük zarar sağlık sektöründe. (Fortune 500 şirketlerinin 298’i CrowdStrike çözümleri kullanıyor.) Uzmanlar ise “turbun büyüğü heybede” diyerek içimizi daha da ferahlatıyor.
Savaşlar, yaptırımlar, siber güvenlik riskleri demişken bu hafta rastladığım ilginç bir gelişmeyi de araya sıkıştırayım. Soğuk Savaş’ın hüküm sürdüğü 1950 yılında Birleşik Krallık’ta inşa edilen bir nükleer sığınak açık artırmayla satışa sunuldu. Elbette ki “hiç kullanılmamış”. Dolayısıyla ilk inşa edildiği hal ve işlev ile ayakta. 15 bin paund ile başlayan müzayede 48 bin paund ile kapandı. İhtiyaç duyulduğu an milyar dolar dahi teklif alacak yapının ancak bir araba fiyatına gitmesi insan doğası adına düşündürüğü. (Yumurtanın kapıya kadar dayanma ihtiyacı mı dersiniz yoksa “deve bin akçe” mi, size kalmış.)
BU SAYININ DESTEKÇİSİ
Siz de Dilediğiniz Sektörden Fon Alarak Geleceğinizi Şekillendirin
Yatırımlarınızı farklı sektörlerde değerlendirmek, hem fırsatları çoğaltmak hem de riskleri azaltmak istiyorsanız bu bilgiyi kaçırmayın: Odea’nın zengin içerikli yatırım fonu yelpazesi ile enerjiden sağlığa, teknolojiden tarıma pek çok sektörden farklı fon seçeneği ile yatırımlarınızı çeşitlendirmeniz mümkün.
Odea ile sağlık, ilaç, teknoloji ve dijital dönüşüm alanlarında yenilikçi şirketlere yatırım yapabilir veya tarım, sürdürülebilirlik gibi alanlarda hem kendinizin hem dünyanın geleceğini düşünen adımlar atabilirsiniz.
Finansal hedeflerinize güvenle ulaşmak ve geleceğinizi şekillendirmek için hemen şimdi Odealı olun, fon alımlarında Odea’nın uyguladığı cazip fırsatlardan faydalanın.
Bilgi için www.odeabank.com.tr
Keşif, İcat ve İnovasyonlar
Çin dünyanın ilk sızıntıya karşı korumalı nükleer reaktörünü tanıttı. Tsinghua Üniversitesi tarafından geliştirilen 105 MW kapasitesindeki sistem uranyum ve grafit kullanımındaki farklılığın yanısıra nükleer fizyon sırasında çıkan yüksek ısıyı yönetme tekniğiyle de emsallerinden ayrışıyor.
(Samimi olarak) senelerdir hayalini kurduğum cihaz gerçek oldu. Yapay zeka ile bedeninizi tarayan, tanıyan robotik masaj masası “Aescape”. Şimdilik sadece otel, kaplıca, spor ve masaj salonu gibi profesyonel işletmelere satılacakmış. Sıra bize de gelir elbet.
Bir başka robotik çözüm ise “Vayu Robotics” adlı girişimden. Pahalı LiDAR yerine (kameralarda da kullanılan) düşük maliyetli CMOS algılayıcıları kullanan “Vayu One” adlı otonom araç raflarına yerleştirilen gönderileri seçilen adreslere ayrı ayrı dağıtabiliyor.
Otomotiv alanında yenilikçi çözümler geliştiren Almanya merkezli “DeepDrive” adlı girişim elektrikli araçların menzilinde dramatik artış sağlayacak bir çözüm geliştirdi. “Dual Rotor” adlı bu sistem bobinin iç ya da dışında çalışan hareketli parçayı (adından anlaşılacağı gibi) hem iç hem de dışında çalıştırıyor. Bu hem torku yükseltiyor hem de menzili en az 800 km seviyesine çıkarıyor. İlk deneme BMW’den.
Avustralya / Macquarie Üniversitesi’nden bilimciler karasineklerin genetiğini değiştirerek onları insani atıkları daha fazla yiyecek şekle getirdi. Bu süreçte sineklerin atıkları da biyoyakıt, kayganlaştırıcı ve hayvan yeminde kullanılıyor.
“Cyanoskin” adlı girişim ise binaların karbondiyoksit emmesini sağlayan alg (yosun) tabanlı bir dış kaplama malzemesi geliştirtirmiş. Fotosentezi bitkilerin tekelinden çıkarmak olarak da adlandırabiliriz.
Dünyayı Saran Ağ
Meta, Marketplace ve Facebook ürünlerini birbirine bağladığı gerekçesiyle Avrupa Birliği Rekabet Kurulu tarafından cezalandırılmak üzere. 1,5 yıldır sürdürülen soruşturmada 13,4 milyar dolara kadar tazminata mahkum olması sözkonusu.
Ek bilgi: Diğer yandan Meta, Nijerya’da seks odaklı şantaj (sextortion) yapan 20 kişiye ait 2 bin 500 hesabı sildi. Soruşturma kapsamında silinen toplam hesap sayısı 63 bin.
Geçtiğimiz sayıda Google’ın “Wiz” adlı (sadece 4 yaşındaki) siber güvenlik şirketini satın almak için 23 milyar dolar teklif ettiğini paylaşmıştım. Bu hafta epey umulmadık bir şey oldu ve Wiz’in kurucuları Google’ı reddetti. CEO Assaf Rappaport çalışanlara durumu açıkladığı mektupta “hedefimiz yıllık 1 milyar dolar ciro ve sonrasında halka arz” dedi.
Sahibi olduğu Chrome adlı web tarayıcısında “üçüncü tarafların çerez kullanımını engelleyeceğim” diye ortalığı velveleye veren Google, seneler sonra “Vazgeçtim, herkes devam etsin” dedi! Böylece sektör profesyonellerinin, danışmanların binlerce saatlik çalışması, bütçesi, emeği buhar oldu. (Teknik ayrıntılara girmeden dürüst bir özet: “Mahremiyete saygılı olmak ne Google’ın işine geldi ne de reklamverenin”. Gerisi basın bülteni.)
Yapay Zeka Gündemi
Facebook’un çatı şirketi Meta, OpenAI başta olmak üzere tüm rakiplerinden daha iyi performans sergileyen yapay zeka dil modeli Llama 3,1’i (yine açık kaynaklı olarak) kullanıma sundu. CEO Mark Zuckerberg önümüzdeki aylarda Meta ürünlerinde (Facebook, Instagram, WhatsApp) yer alacak Llama destekli yapay zeka asistanının ChatGPT’den daha fazla kullanılacağını iddia ediyor. 16 bin adet Nvidia H100 işlemcisiyle eğitilen 3,1 sürümü, 405 milyar değişkenle çalışıyor.
“Vakitsiz öten horoz” benzetmesi biraz ağır; hatta sakil olabilir fakat yapay zeka asistanı konusunda tam karşılığı olan iki örneğe sahip: Apple ve Amazon. Apple’ın 2011 yılında iPhone 4’e entegre ettiği “Siri” bu akımın en popüler öncüsüydü. Kaç iPhone sahibinin hayatında yer etti bilmiyorum. E-ticaret devi Amazon ise 2014 yılında piyasaya sürdüğü “Echo” adlı cihaz serisi ve içinde çalışan “Alexa” adlı yapay zeka asistanıyla işi bir adım daha ileri taşımayı hedefliyordu. Ancak Apple ile Amazon aynı koşullara sahip değildi. Siri, Apple’ın zaten satmakta olduğu iPhone’ların içine yerleşen bir yazılımdan ibaretti. Alexa ise aslen sahiplerinin Amazon’dan ürün sipariş ettirmesi için pazarlanan bir cihazdı. Alexa bu nedenle zararına satılıyordu ve ücretsiz hizmet veriyordu. Fakat işler istendiği gibi gitmedi ve bu ürün Amazon’un kamburuna dönüştü. Yüz milyonlarca evde Alexa hizmet veriyor. Ancak sahipleri Amazon’dan ürün sipariş etmek yerine onu hava durumunu, haberleri, trafik yoğunluğunu öğrenmek ve alarm kurmak amacıyla kullanıyor. WSJ gazetesinin haberine göre şirket içinde bir ekip, projeyi özüne döndürmek için kolları sıvamış. Ne kadar düşündürücü, değil mi?
Google’ın kalesini dört koldan kuşatan OpenAI, fetih için ölümcül kozu humbaracı bölüğünü harekete geçirdi. Arama hizmeti SearchGPT huzurlarınızda.
Göklerden Gelen Haberler
Çinli bir araştırma grubu sadece 4 gram (tek bir A4 kağıt) ağırlığında bir dron geliştirdi. Daha da enteresan bir özelliği var: şarj olmaya ihtiyaç duymadan sonsuza kadar havada kalabiliyor. Sırrı ise güneş enerjisinden beslenen 1,52 gramlık elektrostatik motoru.
Birleşik Krallık Uzay Ajansı mikro nükleer reaktör geliştirmesi için Rolls-Royce’a 4,8 milyon paund tutarında ek bütçe verdi. Bu çözümün hem uzay araçlarına güç vermesi hem de Ay’da inşa edilecek üssün enerji ihtiyacını karşılaması hedefleniyor.
Ek bilgi: Nükleer uzaygemisi hayaline adım adım yaklaşıyoruz. Meraklısı için Ars Technica’nın arşivlik derlemesi.
Göklerde üsler peşindeyken notlarımıza ekleyelim. Daha şimdiden uzayın erişebildiğimiz kısmını o kadar çöple doldurmuşuz ki durum sürdürülebilir olmaktan çıkmış. Bu katmana sadece 2023 yılında 2 bin 800 uydu yerleştirilmiş. Çöp sayısı ise 35 bini geride bırakmış.
Son hatırlatmalar
Aşağıdaki forma e-posta adresinizi yazarak (ücretsiz) abone olabilirsiniz.
Dilerseniz Patreon sayfam üzerinden bu çabamı maddi katkılarınızla destekleyebilirsiniz.
Haftaya yeniden görüşebilmek ümidiyle. 🙋♂️
Çok iyi bir yazı olmuş, her hafta 10'da okuyorum ama bu sefer bitince üzüldüm :)
Güzel derlemeleriniz harika tarzınızla birleşince Pazar günlerine " mest modunda " başlamamı sağlıyor amirim.
Bu hafta dikkatimi çeken, " Çinli bir araştırma grubu sadece 4 gram (tek bir A4 kağıt) ağırlığında bir dron geliştirdi. " haberi oldu.
Herşeyi icat etmey kafaya takmış içine cin kaçmış Çinliler 4 gram dron yapmış. Bu dron haberleri her gün insanları meşgul etmeye devem ededursun bir yandanda kullanım alanları giderek gelişiyor.
Fakat kimsenin nedense dillendirmediği konu, doğa birazcık üfleyecek olsa hiç bir işe yaramıyorlar. Kimse bunu düşünmüyor,gizliden çare düşündükleri kesin ama.. bir işe yaramıyorlar..
Sizce neden bunu da konuşmuyorlar.. 🙋♂️
Sadece dron konusunda değil Her konuda hep" iyi taraflar konuşuluyor" ..Her şey ne güzel !