👓 Meta'nın yeni akıllı gözlüğü.🏨 3D yazıcıyla inşa edilen ilk otel.🍓 Dünyanın ilk kapalı tarım çileği.🔮 360 terabayt kapasiteli kristal.🧠 OpenAI'da yönetim depremi.
İlk parağraftaki hissiyatınıza o kadar aşinayım ki, günlerim ve gecelerim hayatı anlama, anladığım kadarıyla dönüştürme ve paylaşma kaygısıyla dolup taşıyor.Bu bir kaçış değil, zamanın enginliğinde boşa yaşamadığımıza olan inancın bir yansıması sanırım.Bu bağlamda yaptıklarınız çok kıymetli...
Küçükken evde can sıkıntısından ansiklopedi okurdum. Herkesin oynadigi o sokak oyunlarini ben de maalesef beceremezdim, niye bu kadar beceriksizim diye icin icin uzulurdum...
Ortaokulda teneffuslerde arkadaslarimla bana gore sıkıcı ve anlamsiz sohbetlere girmektense kitap okumayi tercih ederdim daha dogrusu bunu sıklıkla tercih etmek isterdim ama cok da beceremezdim. Cunku o yaslari ve hemen hepimizin icinde yasadigi kulturu bilirsiniz, "ya bana 'ayyy ne kadar bunalim takiliyorsuuuooonnn!' derlerse ve ben kendimi iyice yalniz ve bi' kosede kalmis hissedersem?
Lise de boyle gecti.
Universitenin ilk yili da... Sonra nasil oldu bilmiyorum ikinci sinifta yeter yahu dedim, yeter! Kutuphaneye, kitaba, o zaman gercekten de okunan basili gazetelere daldim. Kitaplar arasinda dolastikca, bilgim arttikca bana bir ozguven geldi. Oyleki is gorusmelerinde karsi tarafi bilgimle kolayca etkiler oldum. Sonra is hayatimda da az insan daha cok kitap ile devam ettim ve basarili oldum AMA bir tarafim da hep kendimi, yapimi sorguladi. Neden dedim ben de diger insanlar gibi degilim? Neden muhabbet bir yerden sonra sarmiyor, neden elalemin ne yedigi, nerede gezdigi vs ile digerleri kadar ilgilenmiyorum,neden normal degildim ve hala değilim?
Podcastinizi dinleyince aydinlandim! Ahhh dedim, ben de normalmisim, benim gibiler cidden varmis ama sayimiz digerlerine gore azmis!!! Icimde bir sukur dalgasi olustu... 41 yasindayim ve normal oldugumu hissetmek cok iyi geldi, var olun🙏💐❤️
İlk paragrafınızdaki duyguları bizlerle paylaştığınız için teşekkürler. "Kaçış"mı, "kurutuluş"mu sorusunun cevabı belki de hiç bir zaman cevabı gelmeyecek ama şurası kesin ki bu cevaba giden yolda bu bültenin çok farklı anlayışlara hitap ettiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Eski bir teknoloji sevdalısı olarak bu bültenin yer verdiği konular itibari ile insanlığın hiçte iyi bir yere gitmediğini söyleyebilirim. Verdiğiniz çoğu haber beni disütopik dünyalara götürse de (her ne kadar inanmasam da) teknolojinin bu kadar hayatımıza girmesinin insanlığın ara geçişlerinden biri olduğunu düşünmeye başladım.
Mesela "dikine tarım" diye lanse edilen yeni tarım tekniğinin verdiği faydalar ve görece olumlu rakamlar o kadar büyük bir aldatmaca ki. Bana bir zamanlar pestisit kullanımının insanlığa "yeşil devrim" gibi lanse edilmesini hatırlattı. Oysa şimdi bu pestisitlerin yarattığı etkilerle yaşamak zorundayız. Sorun nüfus değil, sorun açlık değil. Sorun açgözlülük ve adalet kanımca.
Uzun lafın kısası ben sizin bülteninizi böyle bir perspektiften görüyorum. Ve emeğinize müteşekkirim.
Yine güzel dopdolu bir bültenle şenlendik. Hafta geçmiyorki "elin oğluyla" ilgili bir haber olmasın. Bu haftada Twitter, 2022’de Elon Musk yönetimine geçtikten sonraki ilk şeffaflık raporunu yayımladı (PDF). Buna göre platform sadece bu yıl 224 milyon şikayet almış, haberi ilgimi çekti..
Olaya -"eyyy elon Mask sende hiç vicdan yokmu Türkiye de İnsanlar 118 bin lira verip Ayfonu nasıl alacaklar?" diyen Mustafa Sarıgül noktayı koydu. 🤣 Artık ne desek boş...İyi haftalar.. 🙋♂️
Bu hafta ayrı bi dopdolu geldi, çoğu müthiş gelişmeler. Ülkemiz adına üzücü olan bu tarz gelişmelerle uğraşabilmek yerine hayatta kalmaya çalışmaya mahkum edilmemiz.
Serdar bey, benim için de gerçek dışı yaratılmış ve ufkumuzu sınırlayan haberlerden bir kaçış ve kurtuluş bu bültenleriniz. Takibe alıp sonradan bıraktığım çokça bülten oldu, çünkü birbirinin tekrarı niteliğinde oluyor çoğu. Hiçbir yerde duymadıklarım ise burada. İnsanın kendine en büyük yatırımı bilgi. Yine şahane bilgilerle donattınız bizi!
Serdar Bey, sizin bu bulteninizi okumak bana cok iyi geliyor "kurtulus" olarak degerlendiriyorum ve size minnettarim ayrica podcast yayinlarinizda cok guzel cok tesekkur ederim.
"Bazen düşünüyorum; bu bülteni hazırlamasam muhtemelen derin bir depresyona girebilirdim. Her hafta derlediğim bu gelişmelerden haberdar olmasam, insanlığa ve ona ait her değere olan inancımı kolayca yitirebilirdim. Aynı sebeple bu gayretim (size de bulaştırmaya çalıştığım) bir kaçış mı yoksa kurtuluş mu; bir türlü emin olamıyorum."
Sen bu işi iyi yapıyorsun Amirim. İnsan oluşumuzun farkı bildikkerinizi duyduklarımızı paylaşma. Bunun en bayağı şekli dedikodu olsa gerek. İşte paylaşmak bilgilendirmek güzel de bunu kim yapacak? Tabi ki köyde sesi gür olan tellallık şehirde kalemi iyi olan da yazarlık yapacak. İster bilim olsun ister ilim veya başka bir şey gerçekten kim daha vakıf ise konusuna ve kimin dili fasihse tabiri caizse satışı iyi ise o yapmalı. Şu ortam sanal değil de gerçek fiziki ortam olaydı çay kahve işlerini zevkle yapardım. Ondan benim açımdan Üstad sıfatı daha çok yakışıyor size. Sen konuş anlat saatlerce sıkılmadan dinleriz inşallah. Çünkü boş ve monoton değil aktardığın bilgiler, havâdisler. Önceden youtu.be kanalında bir kaç ünlü paylaşımcıyı bir hafta beklerdim meğer sizin bültende bir paragraflık konu onların bir haftalık konusu imişti. İnternet geldi geleli nice forum sitelerde bilgi kırıntısı arardım sizin bültenle çok geç tanıştım ve nedenini de tam olarak bilmiyorum. Büyük ihtimalle sizi hafızama farklı kaydetmişim.
İlk paragrafınızla, haftalardır tam olarak neyin beni bu haftalık bültene bu kadar heyecanla çektiğini özetlemiş oldunuz. Yine bir harikaydınız bu hafta da Serdar Bey :) emeğiniz için teşekkürler..
Belki siz de daha önce bültende bu bilgiyi paylaşmışsınızdır. Burada rüzgarın yardımıyla rüzgardan daha hızlı giden Black Bird isimli bir araçtan, bunun mümkün olmadığını savunan bir bilim adamından, ve sonrasında aracın söylendiği gibi çalıştığının teorik ve pratik kanıtından bahsediliyor.
Bunu paylaşmayı isteme sebebim şu: İnsanlar imkansız görünen şeyleri hedefleyip zorladıklarında başarılı olamasalar da çok güzel gelişmelere yol açabiliyorlar.. ve bazen de başarılı oluyorlar.
"Bir icatta bunca inovasyon" demissiniz ya, ben de ayni seyi bulteni okurken hissettim, bir bultende bu kadar hos ve damitilmis bilgi bulmak gercekten harika. Elinize saglik, tesekkurler.
Serdar Bey, her zamanki gibi keyifle okudum bülteninizi. Ellerinize sağlık. Plenty uzun süredir radarımda, lakin benim bildiğim girişim Avustralya'da değil Amerika'da. Selamlar uzak diyarlardan.
Sayin Genelağ Takımlar Amirim, yine gündemi “berkemal’e” almışsınız, teşekkürler. Şu günlerde Türkiye’nin yüksek teknoloji verimliliği tartışılırken düşündüm de şu çimentoyla ve 3D yazıcı hüneriyle yapı yapma işi, dünyanın belli başlı çimento üretici ülkelerinden biri olan Türkiye’den çıkabilseymiş…
Emeklerinize sağlık. Her daim keyif ve ilgi ile okuyorum. Yalnız şu dikey tarım haberindeki çilek hasadı miktarı (1,8 milyon ton) bana biraz fazla gibi geldi. Bir yazım yanlışı olabilir mi acaba? Teşekkür ediyorum.
İlk parağraftaki hissiyatınıza o kadar aşinayım ki, günlerim ve gecelerim hayatı anlama, anladığım kadarıyla dönüştürme ve paylaşma kaygısıyla dolup taşıyor.Bu bir kaçış değil, zamanın enginliğinde boşa yaşamadığımıza olan inancın bir yansıması sanırım.Bu bağlamda yaptıklarınız çok kıymetli...
🙏🏻 Emeginize saglik Serdar Bey, “kurtulus” diyorum ben :)
Son podcastinize ithafen;
Küçükken evde can sıkıntısından ansiklopedi okurdum. Herkesin oynadigi o sokak oyunlarini ben de maalesef beceremezdim, niye bu kadar beceriksizim diye icin icin uzulurdum...
Ortaokulda teneffuslerde arkadaslarimla bana gore sıkıcı ve anlamsiz sohbetlere girmektense kitap okumayi tercih ederdim daha dogrusu bunu sıklıkla tercih etmek isterdim ama cok da beceremezdim. Cunku o yaslari ve hemen hepimizin icinde yasadigi kulturu bilirsiniz, "ya bana 'ayyy ne kadar bunalim takiliyorsuuuooonnn!' derlerse ve ben kendimi iyice yalniz ve bi' kosede kalmis hissedersem?
Lise de boyle gecti.
Universitenin ilk yili da... Sonra nasil oldu bilmiyorum ikinci sinifta yeter yahu dedim, yeter! Kutuphaneye, kitaba, o zaman gercekten de okunan basili gazetelere daldim. Kitaplar arasinda dolastikca, bilgim arttikca bana bir ozguven geldi. Oyleki is gorusmelerinde karsi tarafi bilgimle kolayca etkiler oldum. Sonra is hayatimda da az insan daha cok kitap ile devam ettim ve basarili oldum AMA bir tarafim da hep kendimi, yapimi sorguladi. Neden dedim ben de diger insanlar gibi degilim? Neden muhabbet bir yerden sonra sarmiyor, neden elalemin ne yedigi, nerede gezdigi vs ile digerleri kadar ilgilenmiyorum,neden normal degildim ve hala değilim?
Podcastinizi dinleyince aydinlandim! Ahhh dedim, ben de normalmisim, benim gibiler cidden varmis ama sayimiz digerlerine gore azmis!!! Icimde bir sukur dalgasi olustu... 41 yasindayim ve normal oldugumu hissetmek cok iyi geldi, var olun🙏💐❤️
İlk paragrafınızdaki duyguları bizlerle paylaştığınız için teşekkürler. "Kaçış"mı, "kurutuluş"mu sorusunun cevabı belki de hiç bir zaman cevabı gelmeyecek ama şurası kesin ki bu cevaba giden yolda bu bültenin çok farklı anlayışlara hitap ettiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Eski bir teknoloji sevdalısı olarak bu bültenin yer verdiği konular itibari ile insanlığın hiçte iyi bir yere gitmediğini söyleyebilirim. Verdiğiniz çoğu haber beni disütopik dünyalara götürse de (her ne kadar inanmasam da) teknolojinin bu kadar hayatımıza girmesinin insanlığın ara geçişlerinden biri olduğunu düşünmeye başladım.
Mesela "dikine tarım" diye lanse edilen yeni tarım tekniğinin verdiği faydalar ve görece olumlu rakamlar o kadar büyük bir aldatmaca ki. Bana bir zamanlar pestisit kullanımının insanlığa "yeşil devrim" gibi lanse edilmesini hatırlattı. Oysa şimdi bu pestisitlerin yarattığı etkilerle yaşamak zorundayız. Sorun nüfus değil, sorun açlık değil. Sorun açgözlülük ve adalet kanımca.
Uzun lafın kısası ben sizin bülteninizi böyle bir perspektiften görüyorum. Ve emeğinize müteşekkirim.
Yine güzel dopdolu bir bültenle şenlendik. Hafta geçmiyorki "elin oğluyla" ilgili bir haber olmasın. Bu haftada Twitter, 2022’de Elon Musk yönetimine geçtikten sonraki ilk şeffaflık raporunu yayımladı (PDF). Buna göre platform sadece bu yıl 224 milyon şikayet almış, haberi ilgimi çekti..
Olaya -"eyyy elon Mask sende hiç vicdan yokmu Türkiye de İnsanlar 118 bin lira verip Ayfonu nasıl alacaklar?" diyen Mustafa Sarıgül noktayı koydu. 🤣 Artık ne desek boş...İyi haftalar.. 🙋♂️
Bu hafta ayrı bi dopdolu geldi, çoğu müthiş gelişmeler. Ülkemiz adına üzücü olan bu tarz gelişmelerle uğraşabilmek yerine hayatta kalmaya çalışmaya mahkum edilmemiz.
Serdar bey, benim için de gerçek dışı yaratılmış ve ufkumuzu sınırlayan haberlerden bir kaçış ve kurtuluş bu bültenleriniz. Takibe alıp sonradan bıraktığım çokça bülten oldu, çünkü birbirinin tekrarı niteliğinde oluyor çoğu. Hiçbir yerde duymadıklarım ise burada. İnsanın kendine en büyük yatırımı bilgi. Yine şahane bilgilerle donattınız bizi!
Serdar Bey, sizin bu bulteninizi okumak bana cok iyi geliyor "kurtulus" olarak degerlendiriyorum ve size minnettarim ayrica podcast yayinlarinizda cok guzel cok tesekkur ederim.
Çok güzel içerikleriniz devam ediyor, emeğinize sağlık
"Bazen düşünüyorum; bu bülteni hazırlamasam muhtemelen derin bir depresyona girebilirdim. Her hafta derlediğim bu gelişmelerden haberdar olmasam, insanlığa ve ona ait her değere olan inancımı kolayca yitirebilirdim. Aynı sebeple bu gayretim (size de bulaştırmaya çalıştığım) bir kaçış mı yoksa kurtuluş mu; bir türlü emin olamıyorum."
Sen bu işi iyi yapıyorsun Amirim. İnsan oluşumuzun farkı bildikkerinizi duyduklarımızı paylaşma. Bunun en bayağı şekli dedikodu olsa gerek. İşte paylaşmak bilgilendirmek güzel de bunu kim yapacak? Tabi ki köyde sesi gür olan tellallık şehirde kalemi iyi olan da yazarlık yapacak. İster bilim olsun ister ilim veya başka bir şey gerçekten kim daha vakıf ise konusuna ve kimin dili fasihse tabiri caizse satışı iyi ise o yapmalı. Şu ortam sanal değil de gerçek fiziki ortam olaydı çay kahve işlerini zevkle yapardım. Ondan benim açımdan Üstad sıfatı daha çok yakışıyor size. Sen konuş anlat saatlerce sıkılmadan dinleriz inşallah. Çünkü boş ve monoton değil aktardığın bilgiler, havâdisler. Önceden youtu.be kanalında bir kaç ünlü paylaşımcıyı bir hafta beklerdim meğer sizin bültende bir paragraflık konu onların bir haftalık konusu imişti. İnternet geldi geleli nice forum sitelerde bilgi kırıntısı arardım sizin bültenle çok geç tanıştım ve nedenini de tam olarak bilmiyorum. Büyük ihtimalle sizi hafızama farklı kaydetmişim.
İlk paragrafınızla, haftalardır tam olarak neyin beni bu haftalık bültene bu kadar heyecanla çektiğini özetlemiş oldunuz. Yine bir harikaydınız bu hafta da Serdar Bey :) emeğiniz için teşekkürler..
Con Ahmet vakası bana Veritasium isimli bir bilimsel bir YouTube kanalındaki şu videoyu hatırlattı:
https://www.youtube.com/watch?v=yCsgoLc_fzI&ab_channel=Veritasium
Belki siz de daha önce bültende bu bilgiyi paylaşmışsınızdır. Burada rüzgarın yardımıyla rüzgardan daha hızlı giden Black Bird isimli bir araçtan, bunun mümkün olmadığını savunan bir bilim adamından, ve sonrasında aracın söylendiği gibi çalıştığının teorik ve pratik kanıtından bahsediliyor.
Bunu paylaşmayı isteme sebebim şu: İnsanlar imkansız görünen şeyleri hedefleyip zorladıklarında başarılı olamasalar da çok güzel gelişmelere yol açabiliyorlar.. ve bazen de başarılı oluyorlar.
"Bir icatta bunca inovasyon" demissiniz ya, ben de ayni seyi bulteni okurken hissettim, bir bultende bu kadar hos ve damitilmis bilgi bulmak gercekten harika. Elinize saglik, tesekkurler.
Serdar Bey, her zamanki gibi keyifle okudum bülteninizi. Ellerinize sağlık. Plenty uzun süredir radarımda, lakin benim bildiğim girişim Avustralya'da değil Amerika'da. Selamlar uzak diyarlardan.
Sayin Genelağ Takımlar Amirim, yine gündemi “berkemal’e” almışsınız, teşekkürler. Şu günlerde Türkiye’nin yüksek teknoloji verimliliği tartışılırken düşündüm de şu çimentoyla ve 3D yazıcı hüneriyle yapı yapma işi, dünyanın belli başlı çimento üretici ülkelerinden biri olan Türkiye’den çıkabilseymiş…
Emeklerinize sağlık. Her daim keyif ve ilgi ile okuyorum. Yalnız şu dikey tarım haberindeki çilek hasadı miktarı (1,8 milyon ton) bana biraz fazla gibi geldi. Bir yazım yanlışı olabilir mi acaba? Teşekkür ediyorum.